3 AY 3 ŞEHİR

Selam! Bu ay yazımda yaz tatilinde gezdiğim 3 şehirden bahsedeceğim. Bu arada blog yazmayalı baya olmuş, bakalım nasıl bir yazı olacak.

Frankfurt, ALMANYA
Okullar kapanır kapanmaz bizim evde tatlı bir telaş başladı. Benim yıllardır hayalini kurduğum planım gerçekleşiyordu sonunda. Almanya’ya gidiyorduk! Temmuz ayının son haftası çantalarımızı toplayıp yola çıktık, hem de sadece 4 sırt çantasıyla 4 kişi, 2 haftalığına!
Frankfurt bence Almanya’nın İstanbul’u gibi. Asıl başkenti değil ama aynı zamanda başkent gibi. Nüfusu 730.000 kişi. Çok kalabalık değil ama gün içinde bu sayı 2 ya da 3 katına çıkabiliyor.

İlk Madde: Depozitolu Şişeler!
Almanya’da geri dönüşümü hayata geçirmek ve kolaylaştırmak amacıyla pek çok kural var. Bunlardan bir tanesi neredeyse her şişe için depozito ödersiniz ve geri götürmeniz durumunda ödediğiniz depozitoyu geri alabilirsiniz.
Şimdi süreç şöyle ilerliyor;
Markete gittiniz,
içeceğinizi seçtiniz (bu bir şişe su, süt, meyve suyu ya da başka bir içecek olabilir),
Mesela yarım litre su alacaksınız, fiyat etiketinde 50 cent yazıyor, fakat siz kasada 25 cent’lik depozitoyla beraber 75 cent ödüyorsunuz,
Nereyse her markette şişe biriktirme makinesi var. Boş şişenizi bu makineye atıyorsunuz Şişenin üzerinde bulunan kodu makine tanıyor ve size attığınız şişe sayısına göre size indirim niyetine kullanabileceğiniz fiş veriyor.
Hatta oradaki dilenciler sizden para yerine şişe dileniyor. Sokakta bir anda birisi gelip ‘Şişenizi alabilir miyim?’ derse hiç şaşırmayın.

Sokak Sanatçıları.
Onlar her yerdeler ve her yerdenler. Farklı ülkelerden farklı dillerde ve kültürlerde ressamlar müzisyenler görmek mümkün.

Mutlaka Gezmeniz Gereken 5 Yer;
-Kleinmarkthalle
-Tabii ki Römerberg
-MyZeil, Bu alışveriş merkezi içinde avrupanın en büyük yürüyen merdivenini barındırıyor. Ayrıca bulunduğu sokakta bir sürü mağaza var, yani alışveriş tutkunları için ideal bir yer.
-Palmengarten, devasa bir bir botanik bahçesi.
-Frankfurt Katedrali, tek kelime ile büyüleyici bir yer.

Bolu
Yaz tatilinde ikinci durağımızda Bolu vardı. Bolu’ya nerdeyse doğduğumdan beri sürekli gideriz. Yaz kış fark etmez bize her mevsim güzeldir. Ama özellikle sonbaharda çok güzeldir. Sararmış yapraklar, her tonda ağaçalar, kırmızı, sarı, turuncu, kahverengi, yeşil… Bolu öyle bir şehir ki şehir olan kısmı çok küçük. Şehir merkezine 2 km uzaklıkta inek olan ev görmeniz mümkün. Bolu’nun havası temiz, konumu güzel (Ankara’dan 180 kilometre, İstanbul’dan ise 250 kilometre.). Doğal güzellikleriyle ünlüdür Bolu benim için.
Orman şehir köy iç içe

Mutlaka Gezmeniz Gereken 5 Yer;
-Abant Gölü
-Yedigöller Milli Parkı
-Akkaya Travertenleri
-Kartalkaya Kayak Merkezi
-Seben Yaylası

İzmir

1 aylığına Çeşme’ye gittim. Çeşme’ye doğdumdan beri her yaz giderim.
Artık bende öyle bir yeri ver ki Çeşme’nin tatil deyince başka bir yer aklıma gelmiyor doğrusu. Fakat çeşme çok pahalı bir yer. Hem yemek, hem konaklama her şey şehirdeki fiyattan daha yüksek fiyatlara satılıyor. Sezon boyunca Haftalık, aylık ya da sezonluk ev kiralamak en mantıklısı yani. Ya yazın başında okullar kapanmadan ya da Ağustos’un sonu Eylül’ün başı gibi giderseniz daha rahat bir tatil geçirirsiniz. Çünkü çok kalabalık olmayacaktır.

Mutlaka Gezmeniz Gereken 5 Yer;
-Ilıca Plajı
-Alaçatı
-Dalyan, hep buraya gideriz biz çeşmenin kalbalık ve hareketli hayatından uzak, güzel sakin ve yerlilerin çoğunlukta yaşadığı yer burası.
-Çeşme Çarşısı
-Çeşme Kalesi

(Visited 39 times, 1 visits today)