Bir Kuşun İki Kanadı: Sanat ve Bilim

 Herkesin farklı farklı cevap verdiği bir soru vardır, ‘Bir toplumun olmazsa olmazı sanat mıdır bilim midir’ diye. Aslında soruya herkesin faklı cevaplar vermesi ve bu konu hakkında insanların tartışması normal, çünkü aslında soru yanlış.

 Bilim ve sanat birbirini destekleyerek gelişir. Biri olmazsa biri olmaz. Bu yüzden de sanatın olmadığı toplumda bilim, bilimin olmadığı bir toplumda da sanat kendi başına var olamaz. Tarihten örnek vermek gerekirse, Leonardo da Vinci hem sanatçıydı hem de bilimle uğraşıyordu ve ya bir bilim insanı olarak tanıdığımız Einstein’ın sanatla ilgili pek bir çalışması olmasa da onun da bir sanat zevki, özellikle de müzik zevki vardı. 

 ‘Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olur.’ demiş Charles Darwin. Neden bilim ve sanatın bir kuşun iki kanadı olduğunu bir önceki paragrafta açıkladım, asıl soru ise neden sanat ve bilim kullanabilen bir toplum gelişir?

 Öncelikle, sanat her zaman eleştiriye açıktır. Eleştiriyi, sorgulamayı ve düşünmeyi desteklemeyen bir sanat düşünülemez. Yani sanat ile birlikte toplum çevresindekileri ilk başta düşünür, sorgular, eleştirir ve o şeyi daha iyi yapabilmek için uğraşır. Bunu o toplumda herkesin yaptığını düşünün, herkes yanlış bulduğu şeyi değiştiriyor, üzerine eklemeler yapıyor yani onu geliştiriyor. Bunun sonucunda ise karşımızda gelişmiş bir toplum ortaya çıkıyor. Peki burada toplum sadece sanatla gelişti, yani gelişim için bilim olmazsa olmaz değil diyeceksiniz. Bir de bilimin gelişimdeki katkısını anlatayım o zaman.

 Sanatın düşünmeye, eleştirmeye ve sorgulamaya yol açtığını söyledik. Peki nasıl oluyor da insan eleştirdikten sonra değiştirmeye girişiyor? İşte burada da bilim devreye giriyor. İnsanın önceden üretilmiş ve ya yapılmış bir şeyi değiştirmesi ve ya üzerine eklemesi için o şeyin nasıl yapıldığını bilmesi gerekir. Bu bilgiye de bilim diyoruz. İnsan bilim ile birlikte bir şeyin nasıl yapıldığını ve böylece o şeyin sırrını öğreniyor. Bunu öğrendikten sonra da kendisi de o şeyi yapmaya çalışıyor ve böylece üretim gerçekleşmiş oluyor. Zaten bugünlerde gelişmiş toplumların çoğu üretim yapmıyor mu? Üretim ticareti de geliştiriyor çünkü ürettiği şeyin karşısındaki toplum nasıl üretildiğini bilmediği için ona kendi ürettiğinin yani ona fazla gelen kısmını o topluma satıyor. Böylece toplumun ekonomisi de zenginleşiyor ve ortaya refah seviyesi yüksek sanatın ve bilimin sayesinde gelişmiş bir toplum ortaya çıkıyor.

 İşte sanat ve bilimin birleşimiyle toplum böyle gelişiyor. Bunların hepsinin kaynağı ise sadece insana özgü olan düşünmek ve eleştirmek, bu yüzden de hepimiz düşünelim ve eleştirelim ki insanın diğer canlılardan bir farkı olsun, gelişsin.

(Visited 346 times, 1 visits today)