Yağmurlu Okul Gecesi
Yağmurlu Okul Gecesi

Davetsiz Misafir

Sıradan bir Pazar günüydü. Dışarıda yağmur yağıyor, ben ise evde yorganın altından çıkmamak için anneme karşı savaş veriyordum. Annem yine bana sesleniyordu ben ise uyuyormuş gibi yapıyordum ki kalkıp kahvaltı hazırlamayım. Bir süre sonra kapının çaldığını duydum ve annem de ellerinin kirli olduğunu ve benimde kapıyı açmam gerektiğini söyledi. Zorla kalkıp kapıyı açmak için yola koyuldum. Epey uzun bir süre sonra kapıya ulaşmıştım. Tabi ben kapıyı açana kadar yüz kere daha çaldı. Kapıyı açtığımda inanamadım. Ben sadece ekmek bekliyordum. Annem mahallenin çocuklarından birine ekmek aldırmıştır diye parayı bile hazırlamıştım. Ama gördüğüm kişiye inanamadım. İlk başta tanıyamadım. 12 sene sonra değişmişti. Ama hala aynı olan küçük burnu ve kocaman zümrüt yeşili gözleri aynıydı ve upuzun kirpikleri hiç değişmemişti. Ama belindeki sarı saçları kesmekten olsa gerek hafif kahverengine kaçmış ve kısalmıştı. Ve ben onun yüzüne bakarak 2 3 dakika dona kalmıştım. Annem içerden kimin geldiğini soruyordu. Bir an gözlerim daldı ve dudaklarımdan sen kelimesi döküldü. Bana baktı ve evet ben dedi hafif gülümseyerek aynı zamanda da sesi titriyordu.

yeşil göz ile ilgili görsel sonucu

Annem geldi o sırada elindeki tabaklar düşüverdi birden kapıdaki kızı görünce. Kız bize baktı ve özlemediniz mi beni dedi. Ama ikimiz o kadar şaşkındık ki cevap veremedik. O da peki deyip içeri geçti oturma odasının yerini hiç unutmamış direk oraya yöneldi. Biz de ardından kapıyı kapatıp yanına geçtik.  Karşısına oturduk annemle yüzümüze bakıyordu. Gülümsüyordu. Dudaklarımdan çıkan iki kelime sen öldün oldu. Ben ölmedim bak buradayım dedi. Ayağa kalktım ve odada dolaşmaya başladım ellerimle saçlarımı kavramıştım. Tek diyebildiğim şey hayır hayır hayırdı. İnanamıyordum. Kafayı yemiş bir şekilde odada dolanıyordum. Geldi karşıma dikildi ellerimi indirdi kafamı kaldırdı ve sarıldı bana. Sarılırken de:

-Bak buradayım, geldim ben, ölmedim. Dedi.

İnanamadım ağlamaya başladım. Otur sakin ol her şeyi anlatacağım dedi. Elimden tuttu, oturttu beni. Yanıma geçip annem ve bana başından geçen her şeyi anlattı.11 yıl önce polislerin bir yıllık araştırması sonucunda öldüğü ortaya çıkmıştı. Cesedini görmüştüm. Kendini öldürmüştü. 12 yılda onun yokluğuna alışmışken neden geldi ya da neden gitti neden bize yalan söyledi o ceset kimdi. Ağlarken sesim titreyerek:

-Neden bize bunu yaptın, abla. Dedim.

-Yapmam gerekiyordu sizin iyiliğiniz için. Dedi. Ve birkaç şey daha saçmaladı.

O gerçekten o muydu? O gerçekten benim ablam mıydı?

(Visited 122 times, 1 visits today)