Günümüzün Modern Hapishaneleri: Batıl İnançlar

Batıl inançlar genellikle mantıksal bir temele dayanmayan düşünce ve davranışlara denir. On üç sayısından siyah kedilere kadar birçok uğursuzluk getirdiğine inanılan kavram vardır. Bazı insanların hayatını gereksizce etkileyen bu inanç sistemi onlar için psikolojik bir rahatlamadan öte, bir rahatsızlık mıdır? Yoksa zararsız bir ritüel mi?

On üç sayısı üzerinden gidersek, birçok insana göre uğursuz olduğunu söyleyebiliriz. Peki neden on iki ya da on dört değil de on üç? Matematiksel olarak bakarsak on üç aslında çok güzel bir sayıdır. Hem bir asal sayı hem de bir lasa sayısı (tersten yazıldığında da asal olan sayılar), ayrıca bir Fibonacci sayısıdır. İnsanların bu sayıyı neden uğursuz bulduğuna gelirsek kesin bir cevabı olmamasına karşın tarihte bulunan olaylardan yola çıkıldığını varsayabiliriz. Leonardo Da Vinci’nin ‘Son Akşam Yemeği’ adlı eserinde masaya oturan on üçüncü kişinin İsa’ya ihanet etmiş olması gibi. Veya Hammurabi Yasalarında on üçüncü maddenin atlanmış olması.  Fakat bu örnekler batıl inançların insanlarda yarattığı etkiyi kanıtlamaya yardımcı olmuyor.

Yine on üç sayısı üzerinden gidelim. Bazı ülkelerde asansöre bindiğinizde on üçüncü katı bulamama olasılığınız çok yüksek. Bu ön dördüncü katın aslında on üçüncü kat olduğu gerçeğini değiştirmiyor, ama bu sayıya karşı olan gereksiz korkuya da mani olmuyor. Araştırdığım kaynaklara bakılırsa sadece on üç rakamına özel bir fobi bile varmış. Ülkemizde de insanların hala inanmaya devam ettikleri bir sürü hurafe ve duyum bulunmakta. Etrafınızdaki insanlar ne kadar eğitimli olurlarsa olsunlar siz bile dikkat ederseniz ne kadar yaygın olduklarını fark edebilirsiniz. Kendilerini belli etmeseler de ne yazık ki yaşamımızı kısıtladıkları su götürmez bir gerçek. Fakat sorsanız aslında kimse bunların işe yaradığına inanmıyor, ama yapmaya devam ediyorlar.

Bana göre batıl inançlar insanları rahatlatmadan öte psikolojik rahatsızlık tanımına daha çok uyuyorlar. Neden diye soracak olursanız çoğu insanın günlük hayatlarını bunlar için değiştirmesini ben sağlıklı bulmuyorum ne yazık ki. Uğursuzluk olmasın diye hayatınızda kısıtlamalar yapmak çok da akıl karı değil. Uğursuzluğun gelip gelmeyeceği bile kesin değil ki! Yani bir ayna kırdığınızda uğursuzluk geleceği hakkında bilimsel kanıtlar bulunsaydı o zaman zararsız ritüeller olarak sınıflandırılabilirlerdi. Fakat artık öyle bir noktadalar ki insanların ölümüne korktukları onlar için yaşamsal olan durumlara dönüşmüş bulunmaktalar. Bu da kaygı verecek bir durum.

Özetlemek gerekirse batıl inançlar insanların yaşamlarını gereksiz yere kısıtlamaktan başka bir işe yaramayan psikolojik rahatsızlıklar, günümüzün modern hapisaneleridir.

(Visited 53 times, 1 visits today)