HADİ DORUK…

Kalktım dedemin hadi kerata demesiyle,

Tabak ve çatal sesleriyle.

Annemin hadisi ile kendime geldim birdenbire.

Arkama baktım birinin sesi ile,

Teyzemin imiş bu inleme.

Ah yetinse bu inleme ile, saate bak diyecek ille.

Şimdi de tutturdu anneannem hadiyi,

Ağzına aldı “Ne olacak bu Doruk’un hali?”.

Sonunda diş fırçalamaya geçipte,

Banyodan cevap verince. Kimse hissedemez onun hissettiğini.

Annemin “Hangi ayakkabıyı giydin?” sorusu ile,

Yönümü değiştirip kaptım postalımı.

Aniden bir OH çektim ama,

Neden ve nasılsa? Çıkamadım evden daha.

Ne çıkması geç bile kaldım.

Hadi ben kaçtım.

 

 

(Visited 73 times, 1 visits today)