Her Şey Yalanmış

Güneş ışınlarının yüzüme vurduğu sırada açık olan penceremin camından usulca esen rüzgar bir güne daha mutlu uyanmamı sağlamıştı. Yatağımdan kalkıp ellerimi ve yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim. Yüzüme çarpan sular beni ferahlatıyordu. Kahvaltımı hazırlamış olan annemin sesiyle banyodan ayrıldım ve mutfağa gittim. Kahvaltımı bitirdikten sonra çantamı alıp evden çıktım.

Okul otobüsüne bindim ve her zaman oturduğum yere oturdum. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuğun ardından okula vardık ve sınıfta yerimi aldım. O günden sonraki gün, sınıflarımızı değiştirebilecek olan deneme sınavı yapılacaktı. Bu seviye belirleme sınavına okulun açıldığı günden beri çalışıyordum. Gün boyunca derslere girdim, yoruldum. Eve geldiğim zaman evde kimse yoktu. Duş aldıktan sonra bilgisayarımda oyun oynamaya başladım. Çoğu oyuncunun erişemeyeceği kadar yüksek bir seviyeydim ve bu yüzden arkadaşlarımın yanı sıra tanımadığım insanlar bile kıskanmıyor değillerdi. Bu seviyeye gelmek için dişimi tırnağıma takıp günler boyu uğraşmıştım. Bu konuda beni mutsuz eden bilgisayarımın aşırı düzeyde yavaş olmasıydı. Bir süre sonra yemek yiyip ders çalışmaya başladım. Konuların hepsini adım gibi biliyor ve o konulara ait bütün soruları çözmüştüm. Bu yüzden babamdan almasını rica ettiğim kitapları çözmeye başladım. Bu kitapları 20 dakika önce babam eve geldiğinde gününün nasıl geçtiğini sorduktan sonra almıştım. Soruları kolayca çözdüm ve erkenden yattım.

Bugün uzun süredir beklediğim sınavın gerçekleşeceği gündü. Uykumu iyi almış bir şekilde uyandım ve kahvaltımı yapıp okul otobüsüne bindim. Otobüste herkes normale göre aşırı heyecanlı görünüyordu. Ben de onların yanında hayallere daldım. Sınavdan yüksek not aldığımda ailemin bana hediye olarak yeni bir bilgisayar alacağını düşünüyordum. Yeni bilgisayarların son nesil işlemcisinin ekran kartıyla olan muhteşem uyumunu düşündükçe sınavdan yüksek almam şart olmuştu benim için. Fazla derin düşüncelere dalmışım ki bütün arkadaşlarımın otobüsten indiğini duymamışım. Hemen sınıfıma gittim ve sınav için hazırlanmaya başladım. Yaklaşık 20 dakika sonra sınav başladı. Soruları neredeyse hiç duraksamadan çözüyordum ve soruların çok kısa bir sürede bittiğini fark ettim. Asıl korktuğum durumlar ise optiğe yanlış geçirmem ve soruları yanlış okuyup yanlış bir cevaba varmaktı. Bu yüzden çözdüğüm soruları tekrar çözerek doğruluğundan emin oldum ve içimi rahatlattım. Sınav süresi bitmişti ve kağıdımı öğretmenlere teslim ettim. Sınavdan sonra derslere tekrar girdim ve eve döndüm. Eve girer girmez bilgisayarımı açıp sınav sonuçlarına baktım ve üçüncü olduğumu gördüm. Yüzlerce kişi arasından üçüncü olmak beni çok mutlu etmişti ve emeklerimin karşılığını almıştım. Bu sevincimi anında arkadaşlarımla ve ailemle paylaştım. Babam eve geldiğinde beni tebrik etti ve bana almasını istediğim bir şey olup olmadığını sordu. Ben de bilgisayarımı yenilemek istediğimi söyledim ve bu teklifimi hiç düşünmeden kabul etti. Birlikte dışarı çıktık ve o hayallerini kurduğum bilgisayarı aldık.  O kadar mutluydum ki mutluluğumu tarif edemiyordum. Babama çok teşekkür ettim.

Birden birisinin beni dürttüğünü fark ettim. Gözlerimin kapalı olduğunu hissedebiliyordum ve açmak istemiyordum.  Çünkü bu güzel olayların ve  yaşadığım duyguların gerçek olmamasından korkuyordum. Bir anlık cesaretle gözlerimi açtım ve gördüklerime inanamadım. Etrafımda bir sürü bilim insanı  vardı. Bana bir simülasyonun içinde olduğumu ve bu simülasyonun bir öğrencinin sınav anındaki stresini, mutluluğunu ve bunlar gibi diğer duygularını anlamak amacıyla yapıldığını söylediler. Hatırlamıştım neden burada olduğumu. Yemek almaya bile param yetmediği için bu simülasyona denek olmuştum. Simülasyon çok başarılı geçtiği için bütün ömrüm boyunca krallar gibi yaşayabileceğim kadar paraya sahip oldum. Bu sayede hayata tutundum ve çok güzel bir hayat sürdürdüm.

(Visited 70 times, 1 visits today)