Kaçırılmak

Bir hafta sonu arkadaşlarımla kamp yapmaya karar vermiştik. Aslında bunu uzun zamandır planlıyorduk fakat gerçekleştirmemiz biraz zaman almıştı. Toplamda 5 kişiydik. Bu sebeple tek araba ile gidecektik. Gereken her şeyi arabanın bagajına doldurarak yola koyulduk.

Gittiğimiz yer biraz ıssızdı, biraz adrenalin istemiştik. Herkesin olduğu kamp yerlerini beğenmiyorduk, kendimiz bir şeyler keşfetmeyi seviyorduk. Bunun tehlikeli olduğunu düşünmüyorduk, en azından şimdilik…

İstenilen yere vardığımızda eşyaları dere kenarına indirdik. Burası kocaman bir düzlüktü ve bize yeterli olacağına emindik. Çadırları kurduk, ateş yaktık ve yemek pişirmek için gereken malzemeleri ayarladık. Her şey tamam gibi görünüyordu. Yemekleri tabaklara koyacakken tuzun olmadığını fark ettim. Belki birisi arabada unutmuştur diye yol kenarındaki arabaya doğru yürüdüm.

Çıktığım yokuşun ardından arabaya ulaşmıştım. Tam bagajı açacakken çok sert bir fren sesi işittim. Bu ses çok yakından gelmişti ve o arabanın içindeki her kimse yaralanmış olabilirdi. Yol kenarından yürüyerek etrafa göz attım fakat görünürde hiçbir şey yoktu. Tuzu alıp arkadaşlarıma haber vermeye karar verdim. Arabaya ulaştıktan sonra nazikçe bagaj kapağını açtım ve tuzu aramaya başladım. Çok dağınıktı bu nedenle arkalarda olacağını düşünerek biraz daha eğildim. Tam o sırada birisi beni bagaja doğru itti ve üstüme kapağı kapattı.

Kapağı açmak için biraz uğraştım fakat fayda etmedi. Bağırıyordum fakat sesimi kimsenin duyacağını düşünmüyordum, bana bunu yapan kişi hariç. Telefonum yanımda değildi, olsa da çekmeyeceğine emindim. Araba birden hareket etmeye başladı, bu nasıl olurdu? Anahtarlar üstünde değildi sonuçta. Biraz yol gittikten sonra bağırmam kuvvetlenmişti ki o anda bir fren hissettim. Bagaj kapağı açıldı. Sımsıkı kapalı olan gözlerimi açtığımda bana dikkatle bakan, hiç tanıdık gelmeyen bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Elindeki iplerle ellerimi ve bacaklarımı bağladı. Ağzıma da bant yapıştırdı. Daha sonrasında koklattığı bez yardımıyla kendimden geçmiştim.

Kendime geldiğimde boş bir depodaydım, etrafta kimse yoktu. Ağzımdaki bant sökülmüştü, o nedenle ben de bağırmaya başladım. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. O sırada beni kaçıran kişiyi gördüm. Bana doğru yürüyordu. Hemen arkasından 4 kişi geldi fakat seçemiyordum onları çok uzaktalardı. Yaklaştıklarında ise o 4 kişinin arkadaşlarım olduğunu anladım. Bana nasıl böyle bir şey yapabilmişlerdi hala anlayamıyordum. Etrafa bakındım, daha sonra ne olacağını düşünüyordum. Birisi telefonumu cebinden çıkarıp babamı aradı, Fidye istediler fakat babam böyle kolay kanacak insan değildi.

Bir saat sonra deponun içine dolan polis sesi son duyduğum şeydi, babam polisi işin içine katarak ölümüme sebep olmuştu. Depoya girdiklerinde intihar süsü verilmiş cinayeti göreceklerinen haberleri dahi yoktu.

(Visited 123 times, 1 visits today)