Kitapların İçinde Kaybolun

Son zamanlarda herkesin yüzleştiği Covid-19 virüsü yüzünden evimize kapandık kaldık. Bu süreçte herkes bir uğraş buldu kendine. Kimimiz yeni hobiler edindi: bir enstrüman çalmak, yemek yapmak, dikiş dikmek, resim yapmak… Kimimiz de kendini kitaplara verdi. Kitapların içine dalmış olanlar için birkaç kitap tavsiyem var.

Veronika Ölmek İstiyor- Paulo Coelho

Yazarının Paulo Coelho olduğu bu kitapta Veronika’nın hayatı anlatılmaktadır. Veronika çok güzel ve bir o kadar da ilgi odağı olan bir kızdır. Ancak zorlu bir süreçten geçmektedir. Kendi iç dünyasında yalnızdır ve sıkılıyordur. Ölmeye karar verir fakat gözlerini bir akıl hastanesinde açar. Tabii asıl hikâye de orada başlıyor. Kitap her insanı derinden etkileyebilecek potansiyele sahip. Aslında çoğu insanın toplumdan dışlanmamak için diğer herkes gibi davrandığını, oysa içimizde bir deli olduğunu anlatıyor.

1984- George Orwell

George Orwell bu eserinde bir distopya oluşturmuştur. Karamsar bir romandır. Dünya 3 devlete ayrılmıştır: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Bu devletler birbirleriyle sürekli savaş halindedir. Bir de bu üç devlete de ait olmayan ara bölgeler vardır. Bu bölgelerde yaşayan halklar köle durumundadırlar. Dünya’ya hâkim olan bu 3 devlet de halkı üzerinde baskı kurup sürekli denetim yapmaktadır. Kitabı okudukça halimize şükreder duruma geliyoruz. Kitap bizleri geleceğimiz hakkında sorgulatıyor. “Acaba geleceğimiz ilerde bu hale gelir mi?” diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Yeşil Deniz Kabuğu- Sarah Jio

Bir Sarah Jio klasiği olarak bu kitap da sürükleyici bir aşk hikâyesi anlatıyor. Ana karakterimiz Kailey, evlenmek üzere olduğu Ryan ve Cade arasında kalıyor. Evet, biraz klişe gibi gözüküyor olabilir ancak yazar o kadar güzel anlatıyor ki adeta sizi elinizden tutup olayın içine sürüklüyor. Kitapta bir geçmiş bir geleceğe atlıyorsunuz. Kitap geçmişinizden kaçamayacağınızı elbet bir yerde karşılaşacağınızı bir mesaj olarak iletiyor size. Ayrıca kitap yalnızca bir aşk hikayesi anlatmıyor sizlere. Toplumsal sıkıntılara da yer veriyor. Toplumsal dersler de veriyor.

Kırmızı Piyano- Josh Malerman

Josh Malerman’ın yazdığı bu kitapta ana karakterler olan Philip ve arkadaşları bir müzik grubunun üyeleridir. Yeni şarkıları için ilham aradıkları süreçte Amerikan ordusu güçlü bir ses keşfederler. Bu ses nükleer silahları bile etkisi hale getirebilecek güçtedir. Philip de arkadaşları bu sesi bulmak için görevlendirilmiştir. Kurgusu diğer kitaplara göre farklı ancak çok sürükleyici bir kitap. Kitapta arada geçmişten kesitler veriliyor. Her ne kadar bir süre sonra geçmiş mi yoksa şimdi mi karışıyor olsa da kitabın akıcılığı hemen kavramanıza yardımcı oluyor.

Doğu Ekspresi’nde Cinayet- Agatha Christie

Yazarının Agatha Christie olduğu bu kitapta adından da anlaşıldığı üzere trende bir cinayet gerçekleşiyor. Trende hem katil hem de bir dedektif var. Serüven cinayetle başlıyor ve aynı şekilde trende son buluyor. Polisiye türünde olan bu kitap gayet güzel ve akıcı. Her ne kadar dedektif Poirot cinayeti çözerken bize çok bir iş düşmese de okuması gayet keyif veriyor. Kitabın kurgusu o kadar mükemmel ki gidişat hakkında tahminde bulunamıyorsunuz. Sonu ise bir Agatha Christie klasiği olarak herkesi şaşırtıyor.

Şu günlerde yapılabilecek en güzel aktivite olabilir kitap okumak. Ben bizzat okudum bu kitapları ve her birinde ayrı ayrı zevk aldım. Umarım sizler de seversiniz. İyi okumalar…

 

(Visited 27 times, 1 visits today)