Konuşulamayan Evrensel Dil

Günümüzde gelişen veya gelişmekte olan devletleri diğer ülkelerden ayıran en büyük faktör eğitimdir. Eğitim seviyesindeki uçurumlar, devletlerin arasındaki gelişmişlik düzeyinin de ana kaynağıdır. Eğitimin bu kadar önemli olmasının nedeni ise ülkedeki bütün sistemlerin eğitim sistemine ve dolayısıyla da mantığa ve bilimsel gerçeklere bağlı olmasıdır. Bu sistem sayesinde akılcı ve işlevsel bir yönetim sergilenebilir.

Eğitimin etkilediği bazı alanlar ise hukuk, tıp, ekonomi ve tarımdır. Bu saydıklarım dahil olmak üzere eğitimin etkilerini görmediğimiz neredeyse hiçbir alan yoktur.

Okuldaki eğitimden bahsedecek olursak en ön plandaki derslerden biri ise matematiktir. Matematiğin sadece bir ders olmadığı ve hayatımızın her alanında karşımıza çıkacağı ise öğretimimizin başladığı ilk andan itibaren bizlere işlenen ilk derstir. Hatta bu konu hakkında Galileo, evrenin kitabının matematik diliyle yazıldığını söylemiştir. Matematik aslında çoğu zaman iletişim kurarken kullanmadığımız ikinci ana dilimizdir. Ayrıca bu dil evrensel bir dil olmakla beraber birçok filozofun gözdesidir. Ayrıca ülkemizde kendini matematik ve eğitim alanında geliştirme aşamasındadır. Ülkemizde çok fazla ünlü matematikçiler olsa da ülke ortalaması olarak pek de üst sıralarda değiliz maalesef.  OECD tarafından 79 ülkenin katılımıyla 15 yaş grubu 10 milyondan fazla öğrenciye yapılan PISA 2018 test sonuçlarında Türkiye 42. Sıraya yerleşti.

Matematik de aynı eğitim gibi tarımdan hukuka her alanda karşımıza çıkmaktadır.  Tabii herkesin matematiğe olan ilgisi ve matematik alanındaki başarıları farklılık gösterebilmektedir. Aslında bu farklılıklar sahip olduğumuz analitik zekaya ve analitik düşünebilme özelliklerimize bağlıdır. Analitik düşünme, karmaşık bir yapı için geliştirdiğiniz pratik çözümlerden ibarettir aslında.

Hukuk ise matematik becerilerinin kısmen kullanıldığı fakat analitik zekanın tamamından yararlanılabilecek bir alandır. Bu alan matematik için analitik zekanın gerekli olduğunu fakat analitik zeka için matematiğin gerekli olmadığını belirten bir kanıttır aslında. Nash,“İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur.” demiştir. Ben bu söze kısmen katılsam da katılmadığım noktaları da vardır. Eğer dediğim gibi matematik analitik zekanın bir meyvesiyse analitik zeka sadece yargılamak için yeterli olabilir. Fakat ticari davalar gibi birçok davada görülen para, alan ve diğer ölçüm birimleri üzerine açılan davalarda matematik kullanılması şarttır. Bu nedenle matematiğin de analitik zekanın adalette dolayısıyla da gelişen bir devletteki etkileri çok fazladır. Çünkü adalet akılcı ve işlevsel olunması gereken en önemli konudur.  Adaletten yoksun bir ülkenin uzun süre boyunca sağlam kalıp ayaklarını yere sağlam basması mümkün değildir. Tabii ki gelişmiş bir ülke için de sağlam bir temel olmazsa olmazdır.

Sonuç olarak analitik zekanın bir meyvesi olan matematik küçümsenmeyecek kadar önemli bir dildir aslında. Sizin de bildiğiniz gibi evrensel olan bu dil aslında tüm dünyayı temsil etmektedir. Eğitimdeki önemi ve yeri ise konuşarak bitirilemeyecek fazla. Zaten başlarda eğitimin neredeyse tüm alanlarda büyük etkileri olduğunu da söylemiştim. Ve en sade şekilde şöyle diyebiliriz: Eğitim seviyesi aynı zamanda bir ülkenin gelişim seviyesidir.

 

 

(Visited 137 times, 1 visits today)