NASA’nın “İnsanlık dışı” Deneyi

Herkesin bildiği üzere uzaya gitmek insanoğluna baya pahalıya mal olurken aynı zamanda can kayıplarına da yol açabilecek tehlikeye sahip. Ve eğer Mars gibi bir gezegene yolculuk edinmek isteniyorsa, insanoğlunun bu yolculuk sırasında üzerinde nasıl bir etki göreceğini öğrenmeli. NASA bu yüzden 89 gün sürecek bir deney tasarladı. Bu deneyin 89 gününün 60 günü yatakta yatarak geçiyor. Ancak bunu “uzanmak” ile karıştırmayın, tamamen yatarak geçiriyorsunuz. Hayati gerekçelerinizi bile yatarak karşılıyorsunuz, yemek yemekten tutun tuvalet ihtiyacınızı gidermeye kadar. Ayrıca gerçek astronlara olduğu gibi gözlem yapmak için bacaklar,kafa hizasının biraz daha üstünde olacak böylece bacağa giden kan azaltılarak kaslarda deformasyon oluşacak.Bu deney için toplam 24 kişi aranıyor.Bu 24 kişi içlerinde 2 gruba ayrılarak. Ayrılan bir grup hareketsiz olarak devam ederken öteki grup ise santrifüjü ziyaret ederek dönen santrifüj sayesinde yapay bir yerçekimine maruz kalacak, bu da kanın yine bacaklara yoğunlaşmasını sağlayacak. Öteki grup sabit dururken, bu grup da santrifüje uğrayınca uzun süre boyunca sabit kalmış insanların üzerindeki negatif etkilerin,santrifüjdekilere kıyasla, azalıp azalmadığını görecekler. Bu deneyde yeni tanıtılan “Short-Arm” santrifüjü kullanılacak. Short-Arm , yarattığı yapay yerçekiminin deneklerin üzerindeki etkilerini simüle edecek ve inceleyecek. Bu sistemin, NASA’nın kullandığı “Puffy Heads, Bird Legs” , yani uzaya çıktığında kafanıza gelen kanın yoğunlaşması ve bacaklarınızdaki kan akışının yavaşlaması, böylece tıpkı koltuktan aşşağıya kafamızı sallandırırken başımızın ağırlaştığına ve -bu örnekten ayrı olarak- bacaklarımızın hafifleşmesine benzer bir his olduğu söyleniyor.Bu yüzden bu terime karşılık çare olarak Short-Arm sisteminin kullanılabilip kullanılamayacağı test ediliyor. Aynı zamanda orada bulunan beslenme uzmanları sayesinde denekler katkı maddesi ve suni tatlandırıcan uzak, ancak yeterli seviyede besin sağlayacak yemekler hazırlayacaklar. Ve tatlı krizi yaşanmaması için de arada sırada tatlı da verilecek. Bu uygulamalar sonucunda denekler 18.000’er dolar alacaklar, yani türk lirasına göre 100.000 türk lirasına yakın bir miktar ediyor. Bazı insanlara göre çok basit gözükebilir , insanların aklında büyük ihtimalle “Hem yatıyorum, hem para kazanıyorum.” düşüncesi oluşabilir ancak ben kesinlikle bunun kolay olduğuna inanmıyorum. Açıkçası ben kendimi o insanların yerine koyamıyorum bile, 100.000 türk lirası için bile olsa iki ay boyunca hareketsiz, yatarak geçirmeyi düşünemem bile. Bu ne kadar bana zor bir şeymiş gibi gelsede başka insanlar için basit gelebilir, beni anlayabilecek bir kesim ,hareketli-hiperaktif kesim, varken bir de gerçekten bütün gününü yataktan çıkmadan,kılını oynatmadan yatabilecek bir kesim var.Hareketli kesimi atalım ve biraz mantık  yürütelim. Hareketsiz kesimdeki bu insanları denek yerine koyalım. Bu denekler 2 aylarını hareketsiz bir şekilde geçirecekler. Tam bilgiye sahip olamadığım için cahilce yorumlarda bulunabilirim. Bu insanlar iki ay boyunca gün yüzü görmeyecekler ve doğadan oksijen alamayacaklar, psikolojilerinde iki aylık süreçte bir fark görülmese de deney bittiğinde dışarı hayatına alışmaları ve bacaklarını eski fonksiyonlarına getirmek zaman alacaktır. Ayrıca iletişim yeteneklerinde de bozukluk görüleceğine inanıyorum ama yine de bunlar benim görüşüm yani yanlış olabilirim. Yanlşım varsa lütfen beni düzeltin, yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

(Visited 51 times, 1 visits today)