Solucan Bili’nin Günü

Merhaba ben bu gün size solucan Bili’nin  günü diye bir masal anlatacağım. Bir varmış bir yokmuş Bili diye bir solucan varmış. Bili bir gün uyanmış elini yıkamış, dişini fırçalamış ondan sonra yemeğe oturmuş annesi, babası ve küçük kardeşi masada oturmuş, Bili’yi bekliyorlarmış. Bili hemen sandalyesini çekmiş  masada çok güzel yemekler var mı, hatta Bili’nin en sevdiği yemek bile varmış. Bili’nin en sevdiği yemek krepmiş. Krebi yediği ilk günden beri dünyalar kadar çok seviyordu. Yemeyi yerken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Bili bir anda saate baktı meğer sohbete dalıp saati unutmuşlar. Bili pantolonunu ve bluzunü giymiş, montunu almış, çantasına defterini, kalem kutusunu ve beslenmesini de koyarak çok hızlıca dışarı çıkarak koşmaya başlamış. Koşmuş, koşmuş… En sonunda okula gelmiş, öğretmeni sınıfa girmeden ve öğretmenler zili çalmadan içeri girebilmiş. Montunu ve kapüşonunu çıkartıp yerine geçmiş. Ondan sonra öğretmen sınıf başkanına sormuş: “sınıfımız derse hazır mı?”, başkan da önce “sınıfımız derse  hazır değildir” demiş sonra da biraz bakmış ve “sınıfımız derse hazırdır” demiş. Öğretmen: “yerine geçebilirsin” demiş. Öğretmen, “günaydın çocuklar” demiş. Çocuklar da “günaydın” demişler. Öğretmen “ilk dersimiz matematik” demiş. Diğer çocuklar ve Bili matematik kitabını çıkarmışlar. Birkaç problem çözdükten sonra ise zil çalmış.

Dersler bu şekilde geçti, en son ders de bitince herkes ailelerinin yanına gitti. Bili ailesiyle birlikte yemek yedi. Ondan sonra yattılar.

(Visited 160 times, 1 visits today)