Yanlış Anlaşılma

“Günün öğlen saatlerinde canım sıkıldığı için şehre inip dolaşmaya karar verdim.Arabam olmadığı için şehre toplu taşıma ile gitmek zorundaydım,önce otobüs ile metro istasyonuna oradan da 5 durak ileride inip merkeze geçecektim.Pek uzun değil yaklaşık 45 dakikalık küçük bir şehir içi yolculuk olacaktı.Genelde eşyalarımı koyduğum turkuaz renkli çantamı aldım.Otobüs durağına kadar yürürken pek değişik bir olaya rastlamadım,sadece yaşlı emekli bir adam ihtiyar köpeğini gezdiriyordu,durakta yaklaşık 2 dakika kadar bineceğim otobüs ringinin ne zaman geleceğini duraktaki cam duvarın üstündeki yırtık kağıda bakarak bulmaya çalıştım.Tam olarak 6 dakika vardı,beklenmeyecek bir süre değildi öylece oturup otobüsün gelmesini bekledim

Otobüs yaklaşık 1 dakika geç gelmişti dert etmemem normaldi,otobüs normalde olduğundan boştu,pek sık rastlayacağınız bir durum değildi.Genellikle bu hat otobüsün içinde ayakta bile yer bulmaya zorlanacağınız bir hattı.Bunun verdiği mutluluktan mıdır bilmem ama,bir an hoş hissetmiştim.Ama metro durağına geldikten sonra büyük ihtimalle şehrin en sevmediğim yanı olan pis ve gazlı hava bir anda modumu düşürmüştü.Metroya doğru inip kartımı bastım ve herkes gibi diğer metrodun gelmesini bekledim.Metro geldikten sonra 2 durak gidip sonrasında aktarma ile şehrin iç tarafına giden hattı kullanacaktım.

Metrodan inip aktarma için giderken metro istasyonunun bir anda ana elektriği gitti.Bu kesilme jeneratör yüzünden kısa sürdü ama bütün metrolar kısa süreli bir durma yaşadığı için bütün seferler az da olsa sarkacaktı.Tabii ne kadar olacağı belli değildi ben de vakitten yararlanıp metro istasyonunun dibinde ki pastaneye gideyim dedim.Pastanede ki masalardan birine oturdum,yaklaşık 1 dakika sonra takım elbiseli herhalde avukat diye düşüneceğim bir erkek içeri girdi ve kahvesi ile karşı tarafta oturmaya başladı.Pek değişik ve tehlikeli bir insan gibi görünmüyordu ama bana bir iki dakika düz bir şekilde bakınca fikrim değişmişti.Birisi ile karıştırdığını düşündüm çünkü bu adamı ne ben hayatım boyunca görmüştüm ne de tahminimce o beni görmüştü.Biraz daha bekledikten sonra yanına gitmeye karar verdim ve neden böyle baktığını sordum.Adam sana gelen telefonu sakın açma diye beni uyardı.Beni biriyle karıştırdın diyerek cevap vermek istedim ama beni dışarı çıkarttı.Sokakta bir iki blok yürüdük ve bana ne hakkında bahsettiğini bildiğimi kendisinin benimle aynı tarafta olduğunu söyledi.Hala aklımda bazı sorular vardı ama sormama izin vermiyordu.Bir kaç dakika daha yürüdük ve beni buraya bir tane daha adamla getirdikleri beyaz arabaya bindirdi,bana her şeyi anlatmamı söyledi ama hiçbir şey bilmediğimi söyledim.Adama ne anlattığını bilmediğimi söyledim ve sadece sıradan bir vatandaş olduğumu söyledim.Adam bana turkuaz çantayı sordu.Ben de normal bir çanta dedim,adam inanmadı ve kontrol etti sonrasında da ikna oldu ama yine de sorgu için beni buraya getirdi.”

 

Bütün sorgusu bu dedi Kürşat.Yanındaki adam sorgudaki kişi ne kadar masum olursa olsun bir şeyin yanlış gittiğini bildiğini ve bunu kimsenin bilmemesi gerektiğini söyledi.Kürşat”O zaman tek seçeneğimiz onu öldürmek.”dedi sorgu odasına geri girdi ve içeriden iki kurşun sesi geldi

(Visited 376 times, 1 visits today)