YAŞLI ADAMIN DANSI

Bir gün canım çok sıkıldı. “Parka gideyim.” diye düşündüm. Evden çıktım, parka doğru yürümeye başladım. Tam o sırada bir sürü alkış sesleri duydum. Kafam karıştı. Çünkü bugün festival günü değildi. Köşeyi dönünce yaşlı bir adamın dansıyla karşılaştım. İnsanlar onu alkışlıyorlardı. Çok şaşırdım. Yaşlı bir adamın bu kadar güzel dans etmesi olanaksız bir şeydi.

Gözlerimi açtığımda bana dikkatle bakan, hiç tanıdık gelmeyen bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Nerede olduğumu anlayamadım. Doktor, “Bayılmıştın. Şu an hastanedesin.” dedi ve bana her şeyi anlattı. İki gün sonra hastaneden çıkacağımı söyledi. O dans eden yaşlı adamı hala hatırlıyordum. Acaba nasıl dans edebiliyordu? Aradan iki gün geçti.  Sürem bitmişti, artık özgürdüm.

Dışarı çıktım eve doğru yürümeye başladım. Yine alkış sesleri duydum. Yine o adamdır diye düşündüm. Sonradan bugün festival olduğunu hatırladım. Hemen festivalin olduğu yere doğru koşmaya başladım. Ama çok geç kalmıştım, insanlar evlerine dönüyorlardı. Sonra eve dönmeye karar verdim. Eve girince kendimi yatağa fırlattım ve bu hafta olanları düşündüm. Çok garip geldi. O adamın nasıl dans edebildiğini bilmiyordum. “Herhalde bir robottur ya da kostüm giymiş bir gençtir.” diye düşündüm. Zaten yaşlı bir adam zar zor yürür, dans etmesi ise daha da zor olur diye düşünüyordum.

Tam o sırada telefonum çaldı. Arayan en yakın dostum Ela’ydı. “Üç gündür seni arıyorum fakat cevap vermiyorsun. Seni festivalde de görmedim. Nerelerdeydin?” diye sordu. Ona olanları anlattım. Hastalandığıma çok üzüldü ama ona yaşlı adamı ve dansını anlattığımda bana çok güldü. “O adam benim dedemdir. Eski bir dansçıdır.” dedi. Sonra ikimiz de buna çok güldük. Beni bir gün dedesiyle tanıştıracağına söz verdi.

(Visited 50 times, 1 visits today)