Zamanımızın Eğitim Sistemi Hakkında

Türkiye’de eğitim sistemi şu an nasıl, iyi ve kötü yönleri neler, nasıl olsa daha iyi olurdu? Açıkçası eğitim sistemi üzerine gereği kadar kafa yorulursa çok daha keyifli ve etkili olabilir öğrenciler için.

Öncelikle benim fikrim şu anki eğitim sisteminin doğru olmadığı yönünde. İngiliz matematikçi ve filozof olan Alfred North Whitehead’in de demiş olduğu gibi: “Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır”. Şimdi eğer karşılaştıracak olursak ülkemizin diğer ülkelere kıyasla daha kötü bir durumda olduğunu inkar etmek anlamsız olur, bu diğer ülkelerin de kusursuz bir eğitim sistemine sahip olduğunu göstermez elbette. Eğitim sistemimizdeki sıkıntılara gelecek olursak. Şu anda eğitim sisteminde benim gördüğüm en büyük sıkıntı her konuda başarılı olmamızın beklenmesi, diğer türlü ortalama sıkıntısı bekliyor olacaktır öğrencileri. Hadi bir yere kadar buna da müsaade ettik desek, bir yerden sonra bize verilen bu bilgilerin geceyi gündüze kattığımız çalışmalarla harmanlanması sonucu elde ettiğimiz güzel notlardan başka ne anlamı kalıyor; hani eğitim sistemimiz bizi bilgi sahibi, kaliteli insanlar olarak yetiştirme amacını güdüyordu? Bu şartlar altında biz istediğimiz konuya nasıl odaklanacağız, belki de yapımız gereği öğrenmekte ve kavramakta güçlük çektiğimiz konuların baskısı altındayken istediğimiz iş üzerinde nasıl zaman geçirebiliriz? Günde birkaç saat çalışsan yeterli diyenler de olacaktır elbet, sözüm onlara; 8 saatlik bir ortaokul müfredatını ele alalım. 40 dakikalık derslerin ve 1.5 saatlik öğle teneffüsünün yanında 10 dakika süren teneffüslerin kapsandığı bu program üzerine düşünecek olursak okulda geçen 8 saatten bahsediyor oluruz. Bizim yaşımızdaki insanların da en az 8 saat uyuması gerektiği söylencesini de göze alarak düşünürsek şimdiden günün 16 saati gitti. Geriye kalan zaman açısından uyanıp okula gitmeden önceki hazırlıkları yaptıktan sonra okula gitme eylemine verilebilecek en düşük miktar olduğunu düşündüğüm yarım saati verelim. Okuldan geliş, akşam yemeği yemek ve tuvalet yapmak gibi faaliyetlerin de günümüzden yarım saat aldığını düşünürsek bitkin bir haldeyken elimizde konu çalışmaya, ödev yapmaya, ailemizle muhabbet etmeye, oyun oynamaya, kendi merak ettiğimiz konuları araştırmaya, kitap okumaya ve birkaç olası sosyal faaliyete ayırabileceğimiz zaman yalnızca altı saat oluyor. Bu durum geçtiğimiz senenin 178 okul günü olmuş olmasıyla da anlaşılacağı üzere öğrencilik yıllarımızın neredeyse yarısı bu şekilde geçiyor demek. Bu durum elbette okul içinde kalmıyor çünkü okulda pek çok konu çalışmış, nice ödevler yapmış öğrenciler yazın bir rahatlama isteği duyduğundandır kafalarını sonunda elde ettikleri özgürlük duygusuyla oyuna ve eğlenceye gömüyorlar, bu da uzun bir süre daha zaman kaybı oluyor demektir.

Şu anki eğitim sistemiyle ne kadar zaman kaybettiğimiz ve bilgileri akılda kalmayan bir yöntemle aklımıza kazımaya çalışan eğitim sistemi hakkında yeterince yazdığımı düşünüyorum. Şimdi fikirleri daha da gelişmiş bir sistemin yolunu açması adına ortaya atacağım, anlık düşüncelerden oluşacak olan eğitim sisteminden bahsetmek istiyorum. Benim fikrim öncelikle her insanın hayatında en özel olan o çocukluk zamanlarını gerçekten de hakkını vererek geçirmesi. Tabii ki bundan kastım aklımda tasarladığım okula gitmemeleri değil. Çocuklar 6 yaşında 5 aylık bir okul sürecinden geçecekler öncelikle; bu süreçte pek çok eğlenceli, sosyal aktivitelerde bulunulacağı faktörünün yanında terbiye verilecek, doğru ve yanlış yol 6 yaşındaki bir bireyin anlayacağı şekilde anlatılacak, doğru yolda gitmeleri için birkaç etkinliğin de yardımıyla öğretiler yapılacak. 7 yaşına geldiklerinde de buna benzer bir sistem olacak; yine çocukların keyifli vakit geçirmesinin de yanında alfabe öğretilecek, 4 işlem örneklerle pekiştirilerek en doğru biçimde anlatılacak ve bunların yanında yavaş yavaş kitap okuma alışkanlığının da edindirilmesi adına birtakım basit kitap hazırlanacak. Bu şekilde devam eden düzen toplamda yaklaşık olarak 4 yıl verilen eğitimle çocukları hayata hazırlayacak ve antenlerinin açılmasıyla beraber okuyup araştırmaya da yönlendirilecek gibi durumları kapsıyor aklımdaki bu eğitim sistemi. Elbette muhtemelen şimdiden çokça hata var, ne de olsa oldukça karışık ve pek çok şeyle de bağlantılı olan yüksek derecede önemli bir konu bu. Başta dediğim gibi üzerinde ciddi bir şekilde düşünmek gerekiyor. Şimdilik benim görüşlerim bunlar. İleride daha gelişmiş fikirlerle gelme isteğimle bu blogu sonlandırıyorum.

(Visited 74 times, 1 visits today)