26.07.2009

Sıcak bir yaz günü idi. Antalya’nın en güzel yerlerinden biri olan Kemerde havlularımı alıp sahilde şezlong aramaya başlamıştım. Tam havlu ile üstünü örtecektim ki telefona benzeyen bir alet buldum. Aletin üzerinde sadece “TARİH GİRİNİZ” yazmakta idi. Aletin arkasında ise “ZAMANLAR ARASI GEÇİŞ” yazıyordu. Şaşırmıştım. Alet gerçekten zaman makinesi olup olmadığını anlamak için denemem gerekiyordu. Bu yüzden geçmişte en çok gitmek istediğim tarihi yazdım “26.07.2009”

Gözlerimi kapatıp açınca alet “GEÇİŞ TAMAMLANDI” mesajını gösterdi. Kafamı kaldırınca gerçekten de çalıştığını anladım. Eski temiz havayı içime aldım ve rahatladım. Etrafıma baktığımda çok sakin idi. Sadece kumdan kale yapan çocuklar, Sahil voleybolu oynayan gençler, Şezlongdan kamera ile çocukların eğlencesini çeken ebeveynler bulunmakta idi. Herkesin yüzünden mutluluk akıyordu resmen. Etrafı dolaşmaya çıktığımda denizin buram buram kokusu ve dalgalarının sesi serinliği, Altımda ki altın renginde olan kum ve güneş ise sıcaklık vermekte idi. Son derece mutlu idim. Ardından “otele geçiş” yazan bir tabela gördüm ve otele geçtim

Otel, beyaz renkleri ile son derece sade idi. Duvarlara asılan yemyeşil sarmaşıklar etrafı çok daha doğal görünmesini sağlamakta idi. Gökkuşağı renklerinde sıralanmış kaydıraklar, havuz un yanındaki bar her şey tam uyuşmuştu. Havuzlar son derece temiz görünmekte idi. İnsanlar havuza girmek için saatin gelmesini beklerken bir taraftan da bu sıcak havanın yan etkisini görmemek için çocuklarına ve kendilerine krem sürmekte idi. Ordan uzaklaşmaya karar vermiştim ki bir aile fark ettim

Bu aile 2 çocuklu bir çekirdek aile idi. Anne 1.50  boylarında siyah ve sarı saçlı kahve rengi gözlü bir hanım efendi idi bir eli ile çocuğuna güneş kremi sürerken diğer yandan telefonla konuşuyordu. Baba ise 1.85 boylarında altın renginde saçları ve ela gözlü bir bey efendi idi erkek çocuğunu kucağına almış onunla oynamakta idi. Kız çocuk sarı saçlı ve ela ya yakın renkte gözlere sahipti annesinin krem sürmesini bekliyordu. Erkek çocuk ise benim tıpa tıp aynımdı, Açık kumral saçlı, kahve rengi gözlü idi.

Ardından cebimdeki fotoğrafı çıkardım ve bu benim ailemin olduğunu fark ettim. Bu tarih e merakımın bir nedeni de babamı kanlı canlı görmekti bu yüzden babamın ölümünden bir gün öncesine ayarlamıştım. Göz yaşlarına boğuldum. Ardından aile benim halimi görmesiyle beraber “İyi misiniz?” dedi. Ben de ” Evet, iyiyim” diyerek durumu toparladım ardından anne babaya “Kamil, adam bizim Emirhan’a ne kadar da benziyor” demesiyle Emirhan ,çocuk halim, yanıma geldi ve bana vurdu. Ben orda tabi kendi halime gülüyordum fakat onlar farkında bile değillerdi. Teşekkür edip yanlarından ayrıldım.

Antalya’nın ferah kokusunu tekrardan içime aldım ve cihazı çıkarıp “GERİ DÖN” tuşuna bastım.

 

(Visited 16 times, 1 visits today)