Hanımlar, beyler blog sayfama hoş geldiniz . Nasılsınız, iyi misiniz, afiyette misiniz ? Umuyorum ki keyifleriniz yerindedir. Hepimizin bir yeteneği vardır. Bu yeteneği keşfedip etmediğiniz önemli olan keşfetmek için neler yaptığınız. Neyi hayal ettiğiniz ve o hayal için neler yapmaya çalıştığınızdır. Sonuçta inanmak(başlamak) başarmanın yarısıdır. Benim hayallerimden biriyse içinde bilgisayar ve düşüncelerimin ön planda olduğu bir hobi edinmekti. Uzun araştırmalarım sonucunda bu hobiye karar verdim. O hobi ise grafik tasarım. Önce işin araştırma aşaması vardı. Sürekli kitaplar okumaya başladım , teknoloji forumlarını takip ettim , youtube üzerinden eğitici videolar izledim ve en sonunda bu kursların bana yeterli olmadığının düşünüp internet üzerinde online kurs sitesi olan udemy.com kursları satın almaya başladım. Kendimi geliştirmek için her yolu denedim. Kendime yapılacaklar listesi oluşturdum.
1.Kendime tasarımlarını örnek alabileceğim bir tasarımcı bulmak.
O tasarımcıyı bulmak bile benim için başlı başına 2 haftalık bir araştırma süreciydi. Öncelikle sosyal medya üzerinden çok beğenilen tasarımların tasarımcısını bulmaya çalıştım. Bu yolu deneyerek pek başarılı olduğumu söyleyemem. Ardından yazılımlarla uğraşan tanıdığım kim varsa bana birini söyleyin demeye başlamıştım. Ne yalan söyleyeyim arada düzgün kişiler vardı ama pek bir şey çıkmadı. Tam ümidi kaybetmişken aklıma bir fikir geldi. Neden sürekli görmeye maruz kaldığım logoların sahibini araştırmadığımı sordum kendime. Örneğin okulumun logosu , kullandığımız yeni kimliklerin tasarımı veya sürekli ihtiyaçlarımı gidermek için ziyaret ettiğimi alışveriş merkezi. Akılda kalıcı ve o sade tasarımların Ankara için tek adresinin MURAT DORKİP olduğunu öğrendim. Çok şaşırmıştım ve araştırmaya başladıkça dahada fazla dikkatimi çekiyordu tasarımları. Baya hayran kalmıştım.
Bu tasarımlar hayranı olduğum ve Ankara’nın vazgeçilmez tasarımcısı Murat Dorkip’e ait. Bunlar çok küçük bir kısmı eğer sizde merak ettiyseniz muratdorkip.com sitesine girip o şahane tasarımlara göz atabilirsiniz.
2.Ne Tasarımı Yapacağıma Karar Vermek
Logo tasarımı ve grafik tasarımı deyince akıllara gelmesi gereken şeylerin sınırı yok maalesef logo ya da grafik tasarımı seçecek kişilerin ufacık bile bilgisayardan anlamıyor olması. Logo yapmak tek kategoride sınırlandırılmamalı. Bir şirkete logo yapmakla bir organizasyona logo hazırlamak veya e-spor takımı için bir logo tasarlamak kesinlikle aynı şeyler değildir. Birini mükemmel yapabilirsin ama diğerini yapamayabilirsin bu karar da senin ilgi alanınla değişir. Bilmiyorum belki kendime idol olarak gördüğümdendir ama ben her insanın görebileceği her yerde olacak bir logo tasarlamaya karar verdim.
3.İnsanların aklında ne uyandırmak istediğinize karar vermek
Çoğu insan bir logo tasarlamadan önce şu soruyu sorar: XYZ kelimesini kullanınca aklına ne geliyor? ama bu çok yanlış bir soru. İnsanların aklına ne geldiğinden çok senin insanların aklında ne izlenim bırakmak istediğin. İnanıyorum ki Ankara’nın şu anki saçma ortada Atakule yan taraflarında minare logosu değişecek ve benim yaptığım logoya benzer bir şey kullanılacak. Bu şekilde düşünmemin sebebi ise kenarlarda kullanılan minare motifi. Cami dini bir semboldür ve eğer bir şehirde dini bir sembol kullanıyorsan o şehrin laikliğine karşıdır. Ben başka bir dine mensup olan bir insan olsaydım böyle bir şehirde yaşamak istemezdim. Ülkemizde doksan bir cami varken ne gerek var diye düşünürdüm.
Benim aklımda biraz daha minimal bir tasarım var o da değerlerimizi düşünüp ona göre karar vermek. İnsanların aklına Ankara deyince akıllarına Anıtkabir ve Atatürk gelmesi için bunun gibi bir şey kullanılmalı. İnsanlara yurt dışında Türkiye’nin Başkenti neresi diye sorulduğunda cevap çoğunlukla İstanbul oluyor bunu sebebi cahillik peki bizim Atatürk’ü unutturmaya çalışmamızın sebebi?