BOŞLUK

Yürüyordum, sanki her attığım adımla duvarlar daralıyordu. Yürümeye devam ettim, ben neden diğerleri gibi değildim ki? Sanki koridordaki herkes bana bakıyordu. Her şey o kadar sessizdi ki, tek duyabildiğim ses kendi adımlarımdı. O an herkesin bana bakıp utandığını tahmin edebiliyordum. Durdum. Bütün dünya sessizliğe büründü. Bu yardım çığlığını bir tek ben mi duyuyordum? Kapı, üzerinde kocaman “sadece personel” yazan bir kapı. Tabi ki umrumda falan değildi. Çünkü ben bir çığlık sesi duymuştum ve bu çığlık bu kapının ardından geliyordu. Kapıyı her ne kadar zorlasam da sanki açılmakta inat ediyordu. Ayağımı kullanmayı deneyecektim. Birkaç adım geriye doğru yürüdüm, ayağımı bir iki kere çevirip hazırladım. Ters bir şekilde savurarak tam ortasına vurdum. Daha sonra ayağımı geri indirdim, baktım ki hiçbir işe yaramamış. Bir süre bekledim, kapıyı açmanın başka yollarını arıyordum. O sırada kapı gıcırdayarak açıldı. Bir adam hızla kapıdan çıktı. Koşarak başka bir yöne doğru gitti. Yavaş yavaş içeriye girdim. Işık aramak ilk yapacağım şeydi. Kapının sol yanında bir tuş vardı ama bu tuş bir tür ışık açma tuşuna benzemiyordu. Yine de şansımı denemek istedim. Önce bir süre parmağımı üzerinde gezdirdim. Daha sonra bastım. Evet, benzememesine karşın bu bir tür ışık açma tuşuydu, sarı bir ışıklandırmayla aydınlatılmış bir odaydı burası. Fakat içi boştu. Biraz düz ilerledim. Sağda bir kapı daha vardı, bu kapı ise açıktı. Kapıdan girdim. Bir oda daha. Boş, bir oda. Yani en azından ben öyle sandım. O odada da azıcık ilerledim. Yerde bir not vardı. Notu aldım. Okumaya başladım, Üzerinde bir mekan ve bir de tarih yazıyordu. Not elimde geldiğim yerden geri gittim. Yarınki amacım, bu notta yazan yere gitmekti. “Günaydın!” “Ahh günaydın anne”. Dün akşam yaşadığım her şeyi ona anlattığım için her şeyi biliyordu. Bugün notta yazan yere beraber gidecektik. Kahvaltının ardından notu alıp o yere kadar yürüdük, uzak değildi. En sonunda vardık, yine karşılaştığımız şey boşluktu. Boş bir arazi. Sanırım kandırılmıştım. Bu kadar korkuyu boşuna yaşamıştım. Ama hala o çığlık sesini merak etmiyor değildim.

(Visited 57 times, 1 visits today)