Midtown Manhattan, NYC

CEBİMDEKİ UMUT

Saat akşam 10 civarıydı. Şehrimin en işlek caddesinde yürüyordum. İşin garibi buranın bu günde, hele de akşam saatlerinde boş olması beni biraz ürkütmüştü. New York’taki Times Meydanı gibiydi burası. Biri gelir, diğeri giderdi. Ve koskocaman mağazaların yanından yürürken içeride bir insan bile olmaması çok tuhaftı. Biraz daha ilerledikten sora köşedeki kafeye oturdum. İçeride bir insan bile yoktu. Hatta çalışanlar da bir anda yok olmuşlar gibiydi. Telefonumu açıp annemi aradım. Yolda çok trafik olduğunu ve biraz gecikebileceğini söyledi bana. Ben de kafenin ortasındaki masada beklemeye başladım.

new york times ile ilgili görsel sonucu
Aradan ne kadar zaman geçmişti hiçbir fikrim yoktu fakat uyandığımda içerisi o derece karanlıktı ki bir süre nerede olduğumu anlayamadım. Telefonuma baktığımda annemden yedi cevapsız çağrı olduğunu fark ettim. Öncelikle ışıkları açıp tuvalete gidecektim, daha sonra ise annemi arayıp beni almasını isteyecektim. Fakat bunları yapamadım çünkü ışığı açtığım anda gördüğüm şeye inanamadım. Koskoca kafenin içinde sadece bir masa ve o masanın etrafında ise tam yedi adet mum vardı. Bunun annemin cevapsız çağrı sayısıyla bir alakası olmamasını umuyordum. Annemi aramak istedim. O esnada elimi cebime attım. Aman tanrım, nasıl olur? İki dakika önce cebime koyduğum telefonum şimdi yerinde değildi. Ayrıca telefonum yerine bir not vardır orada. Notu açıp okudum. Aslında en başta okuyamadım desem daha doğru olur. Harfler karışık bir şekilde yazılmıştı ve benim onu çözmemi bekliyorlardı. Tabii ki bunu yapamadım. Koşarak oradan çıktım. Bunu yaptığıma inanamıyordum.

new york times meydanı ile ilgili görsel sonucu
Yerde bir kutu gördüm, üzerinde benim adım yazıyordu. Açtım. İçinde hem telefonum hem de bir not daha vardı. notta denileni yaptığın için teşekkürler, yazıyordu. Sanırım denilen şey benim oradan çıkmamdı. Telefonumu aldım ve annemi aradım. İlk çalışta açtı ve bana nerede olduğumu sordu. Ona tam bulunduğum noktayı tarif ettim fakat o bana burada benzeyen biri olmadığını söyledi. İyi de o burada olamazdı ki.
Burada kimse yoktu. Onu tekrar arayarak kafenin içine davet ettim. Fakat bu sefer kafeye girdikten sonra kapı bir anda çarptı. Açmayı denediğimde kilitlenmiş olduğunu fark ettim. Annem hala telefondaydı ve bana kafeye giremediğini çünkü kapının kilitli olduğunu söyledi. Ona yaşadığım durumu anlattım. Pek inanmasa da yardım bulacağını söyleyerek telefonu kapattı. Camdan dışarı baktığımda orada kimsenin olmadığını gördüm ama umudumu yitirmedim. Annemdi bu, bir yolunu bulur çıkarırdı beni buradan. Umudumu kaybetmeyecektim, biri beni kurtarana bakar bekleyecektim.

note post it ile ilgili görsel sonucu

(Visited 63 times, 1 visits today)