Ceylan

Tatile çıkmama çok az kalmıştı. Son haberimi yapmak için yine masa başındaydım. Bu haberi yaptıktan sonra hemen toparlanıp ailemin yanına gidecektim. Haberimi yazmaya o kadar dalmış olmalıyım ki masamdaki kahveye hiç dokunmamıştım, penceremin içinden hafif ay ışığının ve karşı apartmandaki dairelerin ışığı yanmamasından anlamıştım. Haberim bitmesine çok az kalmıştı. Haberimi bitirdiğimde dışarı baktığımda turuncunun renk verdiği havada ve ardından gelen güneşin doğmasıyla gözlerimin acıdığını fark ettim. Haberimi ajansa yollayıp hemen saatimi 8.30’a kurdum ne de olsa sabahki otobüsümü kaçırmak istemezdim. Sabah alarmın çalmasıyla kalktım daha doğrusu kalkmaya çalıştım. Yüzümü yıkadım, üstümü giyindim ve geceden hazırlamış olduğum valizimi alıp evden çıktım. Yol boyunca ailemi düşündüm onları çok özlemiştim ve onların yanına gidiyor olmak beni mutlu hissettiriyordu. Otobüs terminaline vardığımda acıkmış olduğumu fark ettim evde kahvaltı yapmamıştım. Hemen otobüs terminalin kafesine girdim ve kendime simit aldım yanına da sıcacık çay. Otobüsün hareket saati yaklaşıyordu. Hemen kafeteryadan çıktım ve otobüsümü aramaya koyuldum. Otobüsümü buldum otobüsümün yanında pembe çiçeklere ve mor bir amblem vardı. Yerime oturduktan sonra otobüs hareket etmeden uyumuştum. Gözlerimi açtığımda kaç aydır hayallerini kurduğum yerdeydim memleketimde. Otobüsten valizimi alıp köyüme giden dolmuşa bindim. Dolmuşta giderken etrafı seyrediyordum ne kadar da özlemiştim bu taşı bu toprağı. Dolmuştan iner inmez babamı gördüm beni almaya gelmişti koşup ona sarıldım. Beraber babamın ihtiyar arabasına binip gittik. Eve geldiğimde annem benim için leziz yemekler hazırlamıştı. Tüm gün boyunca ailemle hasret gidermiştim. Ertesi gün kahvaltından sonra köyümüz çok sevdiğim doğasında yürüyüşe çıktım. Biraz ilerledikten sonra ormanda bir ceylan gördüm. Gözleri boncuk boncuk parlıyor, tüyleri hafif esen rüzgarla dans ediyordu. Ama bakışlarıyla bir şey anlatmaya çalışıyor gibiydi. Sanki bana beni kurtar bana yardım et der gibi bakıyordu. Bir an olsun bütün dünya sessizliğe bürünmüştü ve bu yardım çığlığını tek ben mi duyuyorum diye düşündüm. Ve ceylanın gözlerindeki anlamsızlığa bakarken arkadan gelen silah sesiyle ceylanın yere çakılması bir oldu. Ceylanın yanına koşarak gittim inliyordu acı çektiği çok belliydi. Ona orada ne yapacağımı bilemedim ve o sırada yanıma avcılar geldi. Çekil bakalım küçük hanım biz vurduk biz alacağız onu dedi. Bu adam ve dedikleri beni çok sinirlendirmişti. Ama o an şaşkınlık içinde olduğum için hiçbir şey diyemedim. Koşarak eve gittim ve bilgisayarımın başına oturdum. Ve hayvanların avlanılması hakkında bir haber yaptım. Bu yazımın çok ses getirmesini istiyordum. Bu vahşi insanlar yüzünden binlerce masum hayvan katlediliyordu ve artık buna dur demenin zamanı gelmişti hatta geçiyordu bile.

(Visited 50 times, 1 visits today)