Doğanın Tazıları: İnsanlar

Spor kelimesinin tanımı Türk Dil Kurumu Sözlükleri’nde “Bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü.” olarak tanımlanır. Popüler olan voleybol, basketbol gibi sporlar bu tanıma uyarlar tabii. Ancak bugünlerde spor olup olmadığı ateşli bir tartışmaya yol açan birkaç etkinlik var. Bunlardan biri e-spor ve biri de avcılık. Peki, avcılık gerçekten spor olabilir mi?

Şu ana kadar bulunan en eski insan yapıları mağara içindeki çizimlerdir. Bu çizimlerde ilk çağ insanlarının ne gibi şeyler yaptığını görürüz. Bunlardan en belirgini ve en sık görüleni avlardır. İnsanlar yerleşik hayat ve tarımla tanışmadan önce avcılık toplayıcılık ile hayatlarını sürdürüyorlardı. Dünyanın gördüğü en vahşi ve en tehlikeli canlı olarak evrimleşerek devam eden insanlık tarihi ise tarıma geçtiğimiz vakit biraz değişti.

Ava elbet ihtiyaç devam ediyordu. Tarımdan mahsul elde edilse de protein ihtiyacı en iyi hayvan etinden karşılanıyordu. İlk uygarlıklar tarımın yanında hayvan çiftlikleri de kullanmaya başlamıştı. Böylece verimli bir şekilde pek de çaba sarf etmeden bir süre et ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardı. Hayvancılık ta o zamanlardan günümüze teknoloji ile beraber büyüyerek geldi.

Yemek bir ihtiyaçtır elbet fakat moda için aynısını söyleyemeyiz. Koyunların yününü kırkarak gerçekten gerekli kıyafetleri üretmekten bahsetmiyorum. Leoparların derisini yüzerek, tilkinin kürkünü alarak elde edilen sosyete kıyafetlerinden bahsediyorum. Günümüzde seri üretimin inanılmaz yaygın olduğu bir dönemde bunların elde edilmesinin yolu avlanmak. Ancak insanoğlunun her zamanki cimriliği ve bencilliğiyle gözü kararmış durumda. Hâlihazırda hayatları tehlikede olan bu canlıların kasten katledilmesi ise doğa dengesi ve uzun vadede soyumuzun devamlılığı karşısında devasa bir tehlike oluşturuyor.

Bütün bunlar avlanmanın pek ilkel bir dürtü ve bir o kadar da tehlikeli bir şey olduğunu gösterir bize. Peki, tüm bunların spor olup olmaması ile alakası nedir?

Elbet avcılık odaklanma gerektiren, fiziksel sağlamlık talep eden bir aktivite. Kuralları pek de açık olmasa da bir spor olarak değerlendiriyor birçok kişi bunu. Ancak; farkında olmamız gereken, sorgulamamız gereken olay avcılığın spor olup olmaması değil. Bizim dikkat etmemiz gereken avcılığın sonuçları. Tenis oynamanın çevreye veya insana bir zararı yok, futbolda arada sakatlıklar olsa da hayati tehlike görülen olaylar çok nadir…

Avcılıkta küçük bir tabancadan veya kocaman bir tüfekten çıkan mermi aynı işlevi görür: öldürmek. Hayvanı öldürdüğünde doğanın dengesini bozmuş, onu sarsmış oluruz, bunun farkındayız. Fakat birçok kişinin düşünmediği şey ise kazalar. Eminin herkes bir gün haberlerde avcılık kazaları hakkında bir şey izlemiştir: “Kazara 30 yıllık dostunu vurdu!” gibisinden haberler kan dondurucu olsa da gerçek. Ateşli silahlar oyuncak değildir ve asla oyun oynamak için kullanılmamalıdır.

Her türlü hayatı tehlikeye sokan bu asil olmaktan pek uzak aktivite hiçbir zaman spor sıfatına ulaşamaz. Spor dalları insanları motive edeni onları geliştiren aktivitelerdir fakat avcılık öldürür. Kısa vade veya uzun vade fark etmeden can alır ve kanunlar bunu engelleyemez. Kaçak avcılık gibi suçların sonucunda gergedanlara işkence edilir, fillerin canı alınır ve hatta organize suçlara yatkınlık artar.

Avcılık geçmişte insanın yaşaması için gereken en belirgin ihtiyaç olsa da bugünün imkânları ve teknolojisi ile tuşlu telefonlar kadar işlevsel hale gelmiştir. Hayvancılık ile elde edilen giyim malzemeleri ve besinler insan türünün devamlılığı için yeterince getirisi vardır.

(Visited 30 times, 1 visits today)