Geleceği Büyütmek

Çocuklar geleceğin sahipleridir. Nesiller geçtikçe insanlar doğacak ve ölecek ama her zaman geleceğin temsilcileri çocuklar olacak. Peki, herkes ebeveyn olabilir mi? Geleceğimizi, doğaçlama yaparak mı yetiştireceğiz, bu ne kadar doğru?

Şu an dünyada yaklaşık 7.78 milyar insan var. Tüm dünyada yaklaşık 540 milyon çocuk, yani her dört çocuktan biri tehlikeli ve istikrarsız ortamlarda yaşıyor. Dünya çocuklarının yüzde 30’unu bulan 600 milyonu aşkın çocuk yoksul. Ve yoksulluk, açlık, eğitimsizlik, sağlıksızlık ve ölüm anlamına geliyor. Dünyada, yaşları 5 ile 14 arasında olan 250 milyon çocuk işçi var ve bunlardan yaşları 5 ile 11 arasındaki 60 milyon çocuk tehlikeli koşullarda çalışıyor. İlkokul çağındaki 130 milyon çocuk okula gitmiyor.

İnsanlar bilinçsizce çocuk dünyaya getirip onlarla ilgilenmiyor, aç bırakıyor, eğitim sağlayamıyor. Maddi durumu çocukları bakamayacak durumda olan insanların hiç çocuk yapmaması  gerekirken 4’er 5’er  tane doğuruyorlar. Bu çocukların bazıları dilencilik yapmak zorunda kalıyor bazıları da bakımsızlıktan ölüyor.

Bazı aileler de var ki, maddi olarak çocuğa yeterli imkanı sağlayabiliyorlar ancak onu doğru şekilde yetiştirmiyor, sevgiyle büyütmüyorlar. İyi yerlere gelmiş bazı insanlar ailelerinin maddi durumu iyi olsa da iyi bir aile eğitimi alamadığı için kendi gelecekteki çocuklarına iyi annelik ya da babalık yapamıyorlar. Bu ailelerden doğan çocukların da psikolojik olarak bir yönleri hep eksik kalıyor. Çünkü eğitim önce ailede başlar.

İşte tam da bu yüzden çocuk sahibi olacak ailelere zorunlu bir bilgilendirme eğitimi verilmeli. Elbette her ailenin çocuk yetiştirme tarzı farklı olabilir zaten bu dünyamızdaki kişilik çeşitliliğinin öncüsü. Kimse herkes tek tip kişilikte olsun istemez ama bu eğitimin amacı daha farklı olmalı. Öncelikle belli başlı kriterlere uymayan insanlara izin verilmemeli. Bu kriterlere örnek olarak kişinin akıl sağlığı ve maddi durumu önce değerlendirilmeli. Şiddet eğilimli insanlara tedavi olmadıkları sürece çocuk sahibi olmak yasaklanmalı. Belli bir birikimi olmayan-çocuğunun eğitim, barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar- insanların çocuk sahibi olmaması gerekiyor.

Bu kriterlere uyan insanlara da birkaç haftalık bir kurs olarak çocuk bakım dersleri verilmeli. İki ebeveynin de katılması gereken bu kurslarda çocuğun fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik ihtiyaçları hakkında da bilgilendirme yapılmalı. Örneğin çocuğumuz yanlış bir şey yaptığında ona nasıl tepki vermeliyiz, onu incitmeden ve üzmeden bunu ona nasıl öğretebiliriz? Ergenlik çağına yeni girmiş olan çocuklara nasıl davranılmalı?

Bu gibi kurslarda psikolojik eğitimi pedagoglar vermeli, bu sayede veliler, evlatları hakkında en doğru bilgiye uzmanlar tarafından ulaşabilirler. Fiziksel ihtiyaçları gibi konularda da –sütü kaç derece olmalı, ne tür mamalar kullanılmalı, ne sıklıkla doktor kontrolüne gitmeli?- iş bulamayan, anne babalık konusunda tecrübeli insanlardan yardım alınabilir. Hem de bu sayede ülkedeki işsiz sayısı bir nebze de olsa düşebilir.

Geleceğin yegane sahiplerini yetiştirecek olan ailelere bu konuda çok önem verilmeli. Eğitim evde başlar, karakterimizi belirleyen eğitim de burada kazanılır. Tam da bu yüzden ebeveynleri bilgilendirmek çok önemli.

(Visited 26 times, 1 visits today)