Gözümüzün Önünde Eriyen Dünya

 Son yıllarda çok önemli olan ve gittikçe büyüyerek  neredeyse durdurulamaz bir sorun olan küresel ısınma Dünya’yı olumsuz şekilde etkilemeye devam ediyor. Burada insanlar da dahil olmak üzere çok sayıda canlının hayatı söz konusu. Küresel ısınma, sanayide yaşanan devrimden günümüze kadar çok yüksek miktarda karbona sahip yakıtların, şehir ve sanayilerde bolca kullanılması sonucu, yeryüzünde ve alt troposferde sıcaklıkların çok artmasına denir. Yapılan ölçümler ve çalışmalar, Dünya’nın sıcaklığının artma eğiliminde olduğunu gözlemliyor.  

    Dünya’nın ortalama sıcaklığının 1906-2005 yılları arasında yaklaşık 0,74°C arttığı görülüyor. Üstelik sıcaklık artışı giderek hızlanıyor. Deniz seviyelerinin yükselmesi, buzulların giderek erimesi, okyanusların sıcaklığındaki artış gibi pek çok gözlemsel olgu da Dünya’nın ortalama sıcaklığının artmakta olduğunu kanıtlıyor. 1880-2011 yılları arasındaki en sıcak 13 yılın 11’i 2001-2011 arasında yaşanmıştır. Çalışmalar her yıl Dünya’nın sıcaklığının yaklaşık 0,25°C , denizlerin sıcaklığının ise ortalama 0,13°C arttığını gösteriyor. 

     Küresel ısınma sıcaklıkların çok artmasına ve iklimlerde değişikliklere sebep olur. Fakat insanların küresel ısınmayı durdurma şansı oldukça az olsa da hala yavaşlatmak için elimizden geleni yapabiliriz. Küresel ısınma ya da iklim değişikliği olarak adlandırılan bu süreç canlıların yaşamını pek çok bakımdan tehdit ediyor. Bu yönden insanlar oldukları anı geleceklerinden daha fazla önemsediklerinden kendi zarar verip kendileri de dahil olmak üzere başka canlılara önem vermez.  

   Fakat, Dünya’yı tek etkileyen küresel ısınma da değildir. Toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin toprağın verim gücünü olumsuz yönde etkileyecek düzeyde bozulması olan toprak degradasyonu ile birlikte, artan nüfus sonucunda doğal kaynak sıkıntıları, kara ve su kirliliği hatta hava kirliliği, ormanların küresel ısınma yüzünden yanması ve sonucunda çok büyük sayıda ağaçlık alan kaybına sebep olması, türlerin soylarının tükenmesi  gibi pek çok sorun da vardır.  

      Bu kadar sorun varken bir de israf ettiğimiz kaynaklar da eklenince sanki hiçbir şey umurumuzda değilmiş gibi gözükür. Fakat Dünya’nın kurtarılamayacağına, insanlığın değişmeyeceğine inanan hatta aşırı nüfus artışı yüzünden başka gezegenlerde sonuç arayanlar da vardır. Dünya’yı kurtarmak için elimizden geleni yapmak yerine başka gezegenlerde çözüm aramak doğru mudur? 

      İnsanlık ırkını kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapabilecek güce sahip olmamıza rağmen Dünya’yı daha da kötü duruma sürüklüyoruz. Çözümün başka gezegenlerde olamayacağını da göz önünde bulundurmamız önemlidir ve aynı şekilde çözüm sadece Dünya’yı kurtarmak da olmayabilir. Bu yüzden bence sadece bir çözüm üstünde odaklanmamız yanlış olacaktır ve herkes küçük sorumluluklarla çözüm üretmelidir. Kendi gezegenimizi kurtarmak için elimizden geleni yaparken çözümü gidebileceğimiz ve kolonileşebileceğimiz gezegende, oraya gidip tıpkı Dünya gibi daha da kötü duruma getireceğimiz gezegenlerde, arayabiliriz.  

      Küçük küçük çözümler bularak çözebiliriz aslında bu sıkıntıyı, tek yapmamız gereken başkalarının da bizim gibi davrandığını düşünmek ve harekete geçmektir.  

       

Kaynakça:obi.bilkent.edu.tr 

(Visited 40 times, 1 visits today)