Her Fikir Paylaşılır mı?

Düşünce özgürlüğü yaşadığımız çağda en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri ancak her hak ve özgürlüğümüz gibi bunun da bir limiti var. Başkasının özgürlüğüne, haklarına, ihtiyaçlarına veya kendisine zarar veriyorsa artık o bizim özgürlüğümüz değildir. Oysaki eğer bir insanın bir bilgiyi bilmesi gerekiyorsa ne kadar üzücü olursa olsun bilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü bence bir insanı en çok kendisi tanıyabilir ve bilmesi gereken bir şey ona söylenmez ise kötü bir sonuç bile doğursa o kişinin kendini olası sonuçlara hazırlamasını ve belki de o kişinin olası kötü sonuçları kendi düzeltebileceğine inanıyorum.

 
Örneğin bir insana kanser gibi ölümcül bir hastalık teşhisi konuluyor ve bu genelde önce hastaya değil yakınlarına söyleniyor. Hasta yakınları özellikle kanser son safhalardaysa hastaya bunu söylememeyi tercih ediyor veya durumun ehemmiyetini yeterince açıklamıyorlar hastaya. Bu gibi durumlarda bence hastaya olayı en açık şekilde anlatmak en iyisi hatta bence bunu doktora bırakmak çünkü eğer hasta bilinçli bir şekilde olay hakkında bilgilendirilirse iyileşme süreci daha da hızlanabilir veya hasta kendini ölüme hazırlayabilir. Aksi durumlar da tabiki de ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda ise soğukkanlılıkla veya çeşitli terapi yöntemleriyle hasta psikolojik anlamda tedavi edilebilir.
Tabii ki bu gibi kötü havadisler toplum huzurunu kaçırıcak ayrıca toplumda kargaşa ortamı yaratacak söylemler de olmamalıdır. Gerçi her fikrin bir karşıtı olduğunu düşünürsek bir kargaşa oluşturma ihtimali çok yüksek. Belki fikrin söyleniş şekli, kullanılan kelimeler ve hatta ses tonu bile etkileyebilir fikrin yarattığı etkiyi değiştirebilir. Toplumun bilgiye hazır olup olmaması da verilen tepki hususunda büyük etkisi olan bir faktördür. Elbette insanların ve devletlerin özel işleri ve sırları da bu yönde ifşa edilemez yani bir özgürlük değildir hatta bi insan dolandırıcılık suçu bile işlese bu suçlu ve yargı arasındadır. Yani demem odur ki şok edici bilgiler bazen bazı insanları ilgilendirse bile ifşa edilmesi zorunlu değildir. Bir bilgiyi bilmek onu herkese söylemenin gerekli olduğunu göstermez.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararını oldukça doğru olduğu kanaatindeyim. Yaşamın sadece iyiliklerle dolu olmadığı gibi kötü ve bazen incitebilen bilgilerin paylaşılması toplum ve bireysel çıkarları gözeten bir durum olmakla beraber  sınırları aşmadan kullanıldığında gereklilik bile olarak görülebilir. Bence özgürlükler insanların somut varlığına hizmet etmelidir yani yargı insanların duyguları için değil mantığı için varolmalıdır. Bazen gerçekler ne kadar acı verici, incitici ve altından kalkması güç olarak görülse bile her zaman bir çıkış yolu vardır ve öyle ki en kötü havadislerin bile sahibine ulaşması gerekir. Daha da ileri gitmek istersek bence bu incitebilecek bilgilerin verilmemesi o kişinin hakkına bir saldırıdır ve bunun en büyük sebebi ise o kişinin iyi veya  kötü olmaksızın haber alma hakkının engellenmesidir.
(Visited 94 times, 1 visits today)