Her Uçurum Denize Çıkmıyor

Unutulmazı unutulmaz yapan nedir? Nesnellikten, kalıplaşmış ifadeler sillesinden mi ibarettir yoksa çok daha özel midir? İnsanlar hayatları boyunca unutulmaz anlar yaşadıklarını söylerler. Bu kimi için bir andır kimi için bir hülya deniz. Özel, unutulmaz bir anı hiç yaşamadığını ima eden çok acınası, çok sıradan bir hayatı varmış gibi davrananlar da bir balıktır bu denizin içinde; rotasından dışarı çıkmayan ya da rotasında olduğunu bile unutan zihin zincirleriyle kırbaçlanmış balıklar…

İnsan hep dorukta olmayabilir. Düşer kurar, gerekirse incinir ama yaralarını iyileştirirken benliğini bulur. Kimse oturup bekleyerek unutulmazlık hülyasının ona sunulmasını bekleyemez. “Hayat uçurumu”ndan kendini atmayı bilmezsen denize ulaşmak için kum saatine kumlar eklemen gerekir. Sahte kumlar… Kendini atmayı da cesurum diye ortalıkta dolaşıp sonu derin bir çukur olan insanlardan öğrenmeyin ha sakın! Denize her ulaşmak isteyen onu elde ederse mavi rengini koruyamaz bu yalnız derya. Planınızı iyi yapmalı, yanınızdakileri ve arkanızdakileri doğru seçmelisiniz. Tabii eğer unutulmazı kovalayan cesur bir askerseniz.

Unutulmaz bir an öyle yüzünüze vurur ki sizi hayata bağlayacak, anlam kavramını anlamlaştıracaktır.  Hadiseyi bulmak için zincirlerinizi kırmaktan korkarsanız güvende ama ruhu ölmüş bir esir gibi sürüklenir durursunuz. Belki de en unutulmaz anınız şu an, ne zaman gökyüzüne bakacaksınız? Ne zaman sorgulayacak, ne zaman uyanacaksınız? Tek unutulmaz, tek senaryo! Her zaman daha fazlasını istemeli kürek çekmekten elleriniz parçalansa bile siz denize odaklanırsanız rüzgar arkanızdan esecektir. Çıkmaz patikalarda olduğunuzda anılarınıza sığınırsınız, bu göz ardı edilemez bir hakikattir. Senaryoyu baştan oynatır, belki olmayanı oldurursunuz bilinçaltınızla imzaladığınız antlaşmada. Mutlu olmaya hasret insanlar yamacındakilerin farkında olmayan, elde edemediklerinden oluşan tuğlalarla dolu koca bir inin içinde yaşayanlardır.

Okyanustaki en bilge balık olmayı herkes ister ama onun yarasını sararken akan kanın kırmızısına dayanabilecek azdır. Unutulmaz anların, günlerin ya da akşamların ayağı yoktur. Maalesef. Ama sizin var; fiziki bir unsurumuz olan ayaklarımızdan bahsetmiyorum. İnsan bir çuval etten çok daha fazlasıdır. Yüreğinizin yolunda inancınızla yürürsünüz. Unvanınız değil, kalbiniz konuşursa en değerli mücevherlerden yapılmış bir vicdana sahip olursanız sizin renginizi kimse bozamaz ve unutulmazlardan bir demet sunarsınız kendinize. Kum saatinizi ters çevirin ve arkanızdakilerin üzerinizde yaptığı baskıdan kurtulup bir güvercin gibi sonu okyanuslara uzanan patikaların üzerinden uçmaktan korkmayın!

(Visited 280 times, 1 visits today)