İdari Para Cezası ve Caydırıcılığı

Merhaba bugün sizlerle idari para cezalarının sabit olup olmaması hakkında konuşacağız. Kurallar toplumda olan karmaşıklığı ve kötü ortamı düzeltmek için koyulmuş şeylerdir. İnsanların bu kuralları çiğnenmemesi sağlamak içinde devlet yüksek ve caydırıcı miktarı olan cezaları koymuştur ki kuralların devamlılığı sağlansın. Cezanın tam tanımı ise şudur, bir suç karşılığında devlet tarafından uygulanan yaptırımdır. Cezanın önemi ve günümüzde yeri tartışmasız olarak kabul edilen bir gerçektir. Çünkü eğer cezalar olmazsa toplumda bir kargaşa veya bir kaos ortamı oluşur. Devlette bu tarz durumları önermek için böyle bir yol izlemiştir. Ceza, devletin ve hukuk düzeninin devamı için zorunludur. Cezalar geleceğimiz için değil, toplum içinde olan kaosu önlemek ve durdurmak için vardır. Ayrıca cezalar adaletin yerine getirtilmesi içinde vardır.

Toplumun nizamını ve düzenini korur ve ayrıca cezanın caydırıcılık özelliği vardır. İdari para cezasına suç karşılığı olarak suçludan bir paranın alınmasını, ödenmemesi hâlinde kanunun gösterdiği yaptırımlara çevrilmesini belirleyen cezaya, idari para cezası denilir. Kamu düzenini sağlamak amacıyla uygulanan para cezalarının birincil amacı gelir sağlamak olmayıp asıl amacı toplumsal düzeni, adaleti ve güvenliği tesis etmektir. “İdari para cezaları bireyin gelirinin göz önünde bulundurularak düzlenmelidir”. Orta gelirli ve düşük gelirli bireylerden aynı idari para cezasının alınması düşük bütçeli bir bireyi zor duruma sokabilir. Çünkü kıt kanaat geçindikleri için birde buna ceza eklendiği zaman epey bir zorluk çektirebilir. İdari para cezasının miktarı belirlenirken işlenen suçun içeriği ile suçlunun kusuru göz önünde bulundurulur.

İşte bu yüzden ne kadar büyük bir suç işlenirse idari para cezasının aynı şekilde geri dönüşü de büyük olur. Diğer yandan eğer idari para cezaları bireyin gelir düzeyine göre konulsaydı yüksek gelirli bir birey ve düşük gelirli bir kişiyle aynı suçu yaptığı zaman zengine daha yüklü bir miktarda ceza yazılırdı ve düşük bütçeli bir bireye daha az miktarda bir ceza yazılırdı. Bunun sonucunda düşük gelirli bireye yazılan ceza ona pek de fazla caydırıcı gelmezdi. Ancak bireyin geliri göz etmeksizin yazılsaydı bu ceza miktarı düşük bütçeli bir bireye daha fazla caydırıcı gelirdi, yüksek gelirli bir bireye daha az caydırıcı gelirdi.

 

Benim düşüncem bence idari para cezalarının gelire göre değil, suçun miktarına göre belirlenmesidir. Çünkü düşük bütçeli bir birey büyük bir suç içlerse ona dönüşü geliri az olduğu için caydırıcılığı da az olan bir ceza gelecektir. Ancak aynı suçu yapan yüksek gelirli bir bireyin geliri de yüksek olduğu için epey yüksek miktarlı bir ceza gelecektir ve bunun sonucunda düşük gelirli insanların suça eğilimi daha fazla artacaktır. İşte tamda bu sebepten dolayı idari para cezalarının birey gelirine göre değil de suçun büyüklüğüne göre karar verilmelidir.

 

kaynakça: https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2020/01/Centel-3.pdf

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2009-85-565

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1019828

(Visited 72 times, 1 visits today)