İmkansız Diye Bir Şey Yoktur !

Ben başarıyı gözümde çok büyütürdüm. Ta ki 9 yaşında satranç kulübüme yazılana kadar. Orada satranç hocam olan Karpov’u tanıdım. Onun hedefleri büyüktü yapmak istediği çok şey vardı. Bende o sıralar satranca merak sarmıştım ve annemden beni bir satranç kulübüne yazdırmasını istemiştim. Evimizin arkasındaki sokakta bir kulüp vardı ve oraya gitmeyi çok istemiştim. Annem bu isteğimi kırmayıp 1 hafta sonra beni istediğim Karpov satranç kulübüne yazdırdı.

Pazartesi günü okuldan sonra ilk satranç dersimi almaya gidecektim çok heycanlıydım. İlk önce eve gidip çantamı bıraktım ve hızlı bir şekilde 17.00 de ki dersime yetişmek için hızlı hızlı yürüdüm. Sonunda varmıştım kapısında durdum biraz baktıktan sonra yavaşta içeri girdim. Hocam Karpovu görünce yavaş adımlarla yanına gittim çünkü ne yapacağımı bilmiyordum. Karpov beni görünce yüzünde küçük bir tebessüm oluştu ve bir anda daha önce hiç satranç oynadın mı diye sordu. daha önce hiç oynamadım efendim diye yanıtladım. Biraz baktı ve beni arkamdaki odaya girmemi istedi. Kapıyı açıktı küçük adımlarla içeri girip bir masaya oturdum masada satranç takımı vardı, 5 dakika sonra içeri Karpov girdi ve karşıma oturdu ve bana satrançtan bahsetmeye başladı, genel bilgiler veriyordu. Sonra taşların nasıl hareket ettiğini, nasıl kullanacağımdan bahsetti ve bir el oyun oynadık oyun kısa sürmüştü ama eğlenmiştim, yenildiğim içinde içimde bir hırs yapmıştım. Bir gün çok iyi bir oyuncu olup dünya satranç şampiyonası 1. olacağım diye kendime bir hedef koydum. Her hafta 3 defa satranç kulübüne gidiyordum. Ve her gün farklı bir şeyler öğreniyordum. Artık satrancı oynayabiliyordum sonraki hamleleri düşüne biliyordum. Sonra Karpov kulüp içinde bir turnuva yapmaya karar verdi. O gün ilk rakibim satranca daha önce başlamasına rağmen 12 hamlede şah mat ettim. İlk oyundan sonra 4 oyun daha oynadım 3’ünü yendim 1’ini kaybettim. İlk turnuvam da finale kadar yüksele bilmiştim. Final oyunu baya uzun sürmüştü, çok çekişmeli gidiyordu ve 2 puanla kazanmıştım. O gün mutluluktan havaya uçacaktım bir tane altın madalyam olmuştu. Sonra okul turnuvası, il satranç turnuvalarında 1. olmuştum. Ve bir gün beni Karpov yanına çağırdı ve bende büyük bir yetenek gördüğünü ve beni dünya şampiyonasına sokacağını iletti. Sonradan aldığım bir bilgiyle bu turnuvaya Karpov da katılacaktı. Turnuva günü geldiğinde çok mutluydum çünkü hedefime ulaşmama çok az kalmıştı ilk maçlarımı zorlu olsa da kazanmıştım. Yarı finale gelmeye kadar gelmeyi başarmıştım şimdiki rakibim Stefandı satranç ustalarındadı maçımız kafa kafayaydı. Kafamda hamleleri düşünüyor uygularken karşıdan gelen hamle ile yaptığım planlarım bozuluyordu sonra çok kritik bir yerde hatasını gördüm ve maçı kazandıran hamleyi yaptım ŞAH-MAT. Final maçında hocamla oynayacaktık önünde bir satranç ustası olduğunu biliyordum ama bir şekilde hedefime, o eskiden benim için imkansız olan şeyi başarmam gerekiyordu.

Maç başladı, çok yavaş oynuyorduk ikimizde oyuna aşırı derecede odaklanmıştık. O kadar iyi oynuyordu ki hücum edemiyordum. Sonra oyunun kritik noktasında bana göz kırptı ve bilerek yanlış bir hamle oynadı, gülümsüyor ve yanlış oynuyordu. Sonra dünya satranç şampiyonu oldum herkes başıma üşüşmüştü, kendimle gurur duyuyordum. Ve burdan bir sonuç çıkardım imkansız bir şey yoktur isterseniz her şeyi yapabilirsiniz

 

(Visited 74 times, 1 visits today)