İtiyatlarımız ve Kişiliğimiz

Hayatımızda bir çok alışkanlıklar barındırıyoruz. Bunların bazılarının farkında olmasak bile yaşamımız boyunca dikkat etmediklerimiz, fark etmediklerimiz veyahut önemsemediğimiz küçücük şeyler bile bir alışkanlığımız olabiliyor. Mesela her gün uyumamız veya yemek yememiz, okula gitmemiz, ayakkabı giymemiz, her gün aynı saatte kalkmamız-uyumamız hatta nefes almamız bile aslında bizim hayatımızı oluşturan şeyler bizim alışkanlıklarımızdır.

 

 

 

Yemek yememiz bizim hayatımızdaki bir çok olayın baş tacıdır. Buna en güzel örnek olarak kişilik özelliğimizdir. Mesela bir çoğumuzun karnı açken ders çalışmak, işe gitmek, oyun oynamak, dışarıya çıkmak, birisiyle konuşmak, kitap okumak gibi aktiviteleri yapmak istemeyiz. Ve yemek saatlerine doğru üzerimize bir rehavet çökmesinin nedeni de budur. Ama karnımız toksa ,enerjimizin de yerinde olacağı için, normal bir zamanda bile yapmak istemeyeceğimiz şeyleri yapabilme isteğini,yeteneğini ve kuvvetini bulabiliriz. Buna örnek olarak hayatımızdan kısacık bir anı bile düşleyebiliriz. Tabii ki bunlara karşın olarak yemek yememiz bizim kişiliğimizi her zaman olumlu etkileyemez.Çünkü beslenmemiz ile sağlığımızın doğru orantılı olması nedeni ile ve bizlerin isteklerine bağlı olarak öğünümüze olan bakış açımızı,  perspektifimiz ile de doğru orantılıdır. Yani beslenme sırasında öğünümüzü sevmeyerek veya onun yerine başka öğünler düşlüyorsak eğer bizim o günkü beslenmemizden fayda alamayacağımızı kısacası isteklerimizi etkileyeceğini ortaya koyabiliriz. Buradan da bizim isteklerimizin ve kişilik özelliklerimiz bağdaştırabiliriz. Ama her zaman bizim isteklerimizin bizim hayatımızda sağlıklı bir etken bıraktığını söyleyemeyiz. Çünkü, özellikle genç kesimde karşımıza çıkan hazır yiyecek alışkanlıklarımız ne kadar cezbedici gelse bile bizim sağlımız açısından zararlı olduğu nedeniyle bizi ve hayatımızı olumsuz etkiler. Bizde buna karşılık olarak hareketlerimizle, özelliklerimizi yansıtma şeklimiz ile bunun olumsuzluğunu yansıtırız. Bu da hem bizim kişilik özelliklerimizin hem de insanların bize karşı olan ön yargılarını arttırmaktan geri durmaz. Aynı zamanda sağlıksız beslenmemizden dolayı enerjimizin düşeceği ve bünyemizin zayıflayacağı nedeniyle de bizleri mutsuzluğa itecektir. Mutsuzluğumuz ise bizlerin hareketlerini ve kişilik özelliklerini değiştirerek yeni bir kimliğe bürünmemize sebebiyet olacaktır.

Fakat bunun yanında bizlerin kendimizi ifade edebilmemiz bizim kişilik özelliğimizdeki en temel etkendir. Bir ortamda kendimizi belli edebilmemiz, bizim kendimize olan güvenimizi ispatlar. Bunun için de çok küçüklükten gelmesine gerekmese de yine de bir altyapı gerektirir özgüven. Bu altyapı ise bizlerin temel kaynağını yani beslenmeden geldiğini bilim adamları tarafınca kanıtlanmıştır.

Bizler kişilik özelliğimizi her ne kadar değiştirmek istesek veya istemesek de kişiliğmiz bizlerin bir parçası olarak bizi arkamızdan kovalamaktan zevk almaktadır. Bu kişiliğimizi neden sağlıklı bir beslenmeyle destekleyerek önümüzdeki bütün engelleri aşmayalım?

(Visited 40 times, 1 visits today)