Kahramanlarımız…

       Bizim süper kahramanımızın daha farklı bir özelliği olsun diğer süper kahramanlardan. Mesela uçmasın da yürüsün bu kahraman. Barışların bitmediği topraklara yürüsün. Ya da gözlerinden ışın çıkmasın da gözlerinden sevgi taşsın insanlık için. 

Biz çocukluğumuzdan beri hep özel güçleri olan insan üstü kahramanların hikayelerini duyarak büyüdük. Onlar her zaman hayatlarını riske atıp şehirleri kurtarırlardı. (Ayrıca bunları yaparlarken de ya çok karizmatik ya da çok güzel görünürlerdi.) Yürürlerken arkalarında yıldızlar parlar ve etraflarındaki insanlar ise onları alkışlardı. Bizim gibi değildi onlar. Her zaman bir adım önden gider ve bütün kötü adamları yenerlerdi

Peki ya çakma kahramanlar…

Herkesin içinde bir tutam da olsa vardır kahramanlı. Bazen bunu yansıtmak daha kolaydır. Çünkü karşımıza çıkan problem bizim çözebileceğimiz tarzdadır. 

Musluğu bozulan bir evin su tesisatını tamir eden usta artık o evin yetenekli kahramanı olur. Poseidon kim ki artık?

Ya da kanser olan annesini kurtaran doktor artık o çocuğun  gözünde en güçlü kahramandır. Athena kim ki?

Peki bizi her türlü kötülükten koruyan ailelerimiz.

Sokaklarda can dostlarımıza yardım eden insanlar da kahramandır aslında.

Tanımadığı bir çocuğu kurtaran kişi de kahramandır.

Bu sokak kahramanlarımız özel güçleri olduğu için kahraman değillerdir. Onların içgüdülerinde vardır kahramanlık. 

Hep kötü adamlarla savaşmasına gerek yok bizim kahramanımızın.

Bazen de sadece yaşlı bir amcaya eşyalarını taşırken yardım etse de olur.

İyiliğin düşmanı olmaz her hikayede. İyi insanlara daha fazla yardım etmek de gerekir bazı masallarda. Yardıma muhtaç insanlara yardım etmek de kahramanlıktır bence. İnsanlar kendine yardım eten, onları koruyan kollayan herkesi kahraman ilan eder. O kahramanlar ise ellerinden geldikçe o insanlara yardım ederler. Ve bu insanların içinde hala insanlık olduğunu gösteren bir ışıktır.

 

 

 

 

 

 

Peki gerçekten GERÇEK KAHRAMANLAR pardon KAHRAMANLARIMIZ…

Bu önemli günlerde onları anmazsak olmaz.

Kanımın son damlasını veririm de vatanımdan bir karış toprak vermem diyen  57. Alayımız…

Çocuklarım babasız büyür ama vatansız büyüyemez diyen Kınalı Hasanlarımız…

Çocuklarım bir gün yemek yemesinler de yiğit askerlerimiz aç yatmasın diyen analarımız…

Dünyanın en büyük donanmalarına kafa tutan Nusrat Mayın Gemimiz…

Dünyanın dört bir tarafından gelen ve yenilmez denilen orduları yenen askerlerimiz…

Omuz omuza sıraya geçmiş yeleli sarı aslanlara benzeyen İngilizlerden korkmayan On beşlilerimiz…

Herkesin bildiği gibi onlar ölmeyi düşündüler ama dönmeyi düşünmediler.  Nice destanlar nice şiirler yazıldı onların adlarına. Nice anıtlar dikildi. Onlar kendilerini bir savaşa sığdırdılar biz onların kahramanlıklarını yüz yıla sığdıramadık.

Onların kahramanlıklarını sadece kalemlerle kağıtlara yazmadık. Onları kalbimize kazıdık.

Hani bir insanın en çok konuşmak istediği an vardır ya, böyle için içine sığmaz, her zaman gözlerin dolu dolu başlarsın konuşmaya, Benim için o konudur Çanakkale.

 

 

(Visited 40 times, 1 visits today)