Kendime Ayırdım

Her şeyin normal gittiği günden bir beklentiniz olabilir mi? Sanki monoton bir hayat yaşıyormuşsunuz gibi. Ne gibi bir şey olabilirdi ki?

Güzel bir sabaha uyanmıştım haftalardır yoğun çalışmalarım yüzünden kendime vakit ayıramamış, sadece işlerime odaklamıştım. Uzun zaman sonra böyle sakin bir pazar sabahı yaşıyordum. Mayıs ayıydı. Güneş hafif tenimi yakmaya başlamıştı bile. Bu yaz havaların bunaltıcı olacağını buradan anlayabiliyordum. Gözüme giren güneş ışıkları ve kuş cıvıltıları ile birlikte bir yandan da kedim Sarman yorganıma girmiş beni uyandırmaya çalışıyordu. Beni tırmalamaya başladığını hissettim ve onu oradan çıkardım. Biraz oynadıktan sonra yatağımdan çıkıp ona mamasını vermek için koridora gittim. Onu besledikten sonra karnımdan gelen gurultuları duydum,küçük ama şirin lila rengindeki mutfağıma gitmeye karar verdim. Bütün günü kendime ayırmak istiyordum. Kahvaltıda da en sevdiğim şeyleri yedim. Ortalığı topladıktan sonra hazırlandım,ve dışarı çıktım. İlk başta biraz sokakta dolaşacağıma karar verdim. Sonra alışveriş merkezine giderim dedim. Bu güzel havada içeri tıkanamazdım ya… Şirin ev süsleri satan bir dükkana girdim evin çok sade gelmeye başladığını düşündüm. Normalde sade severdim. Satıcı ile biraz muhabbet ettikten sonra teşekkür edip dükkandan çıktım. O gün telefonumu açmayacağıma dair kendime söz verdim. Her şeyden uzak kalmak istiyordum. Kozmetik mağazaları gezdim. Sonrasında bulunduğum yerden ayrılıp alışveriş merkezine gittim. Her mağazada neredeyse onbeş dakika durdum. Uzun zamandır alışveriş yapmadığımı fark etmiştim. Kendimi iyi hissettiğim tüm kıyafetleri almıştım. Mutluydum, gerçekten de alışveriş bana iyi geliyordu. Bugünün tarihi neydi? Ona bile bakmamıştım. Güzel bir kafede oturup yemek yedikten sonra kendime verdiğim sözü tutamayıp telefonumu açtım. Ve telefonumu açtığımda mesaj yağmuruna tutuldum. Ne oluyordu? Herkes bir şeyler yazmıştı. Hiçbirini okuyamadan şarjım bitti. Galiba artık eve gidip dinlenmem gerekiyordu. Tatlı kafeyi terk edip çiçek kokan sokaktan geçip arabama bindim. Yirmi dakikamı trafikte geçirdim -normalde on dakika olan mesafede olan evime otuz dakikada ulaştım- zordu ama evime ulaştım. Binanın önüne geldiğimde park edecek yer bulamamıştım. Biraz  dolandıktan sonra güzel bir yer buldum ve park ettim. Eve doğru yürümeye başladım. Aklım hala ne olduğundaydı. Çok fazla mesaj gelmiş ve ben hiçbirini okuyamamıştım. Anahtarı cebimde ararken olanları düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Kapıyı açtığımda ise daha büyük bir sürpriz! Kendi evimde birden fazla tanımadığım yüz. Şaşırdım. Hepsi bir ağızdan “doğum günün kutlu olsun” diye bağırdı. Tanımadığım insanları evime kim sokmuştu diye düşünürken oradan tatlı bir sırıtış ile en yakın arkadaşım yanıma geldi. Bugün doğum günümün olduğunu yoğunluktan unutmuştum.

Ona sarıldım ve teşekkür ettim. Gece geç saatlere kadar eğlenmiştik. İşte o zaman anladım kendimi işlere çok kaptırmışım ki doğum günümü bile unutur hale gelmiştim. Herkes gittikten sonra yine Sarman ve ben tek kalmıştık. Hayatımın en güzel günlerinden biriydi.

 

(Visited 114 times, 1 visits today)