Köleliğe Bedel mi?

İki seçeneğiniz var: istediklerinize sahip olacaksınız ama esir olacaksınız yada pek de kolay olmayan bir ömrünüz olacak ama hür yaşayacaksınız. Benim fikrime göre, hür bir şekilde yaşayıp tüm ihtimallerini göz önünde bulundurmak, esir bir durumda rahat bir hayat yaşamaktan daha önemli ve mantıklıdır. Bunun nedeni ise insanların doğasıdır. İnsan beyni, köle olmak yerine, kendi iradesi ve etkilerden uzak bir şekilde var olmaya meyillidir. Mesela Mustafa Kemal Atatürk’ün bir anısı şöyledir: Okulunda, bir gün matematik öğretmeni matematiği iyi bilen ve diğer öğrencilere örnek olacak kılavuz öğrenciler seçecektir. Öyle kişiler aday olur ki, Mustafa elini kaldırmaz. Lakin daha sonra, içindeki hürlük duygusu ile elini kaldırır ve bu kişilerden daha iyi bir rehber öğrenci olabileceğini söyler. En sonunda, hepsinden iyi bir sonuç alıp okulunun ve sınıfın en iyi öğrencilerinden biri olur. Yani insan beyni, hangi koşulda olursa olsun özgürlük ister.

   Aslında neden bu seçeneği tercih ettiğimin pek çok örneği bulunmaktadır. Bunlardan biri, asırlardır süregelen isyanlar çok uluslu devletleri yıkımlara sürüklemiştir. Fransız ihtilali de milletlerin bağımsız yaşamak istemesinden kaynaklanmıştır. Bu istek 1. Dünya Savaşından çıkan ve fakir olarak nitelendirilebilecek Türk halkında da sıçramıştır. Cebinde 5 kuruşu olmayan kocası evindeki tek tüfeğiyle cephede vefat eden kadınlar, bir zemheri gecesi günümüz insanlarının yürümeyeceği mesafeyi katedip cephelere mermi ulaştırmıştır. Kalbinde bağımsız yaşama duygusu olan halk 6 medeniyetle çatışıp imkansızlar başarmıştır. Diğer seçeneğe baktığımızda daha az örnekle karşılaşırız çünkü açıkladığım gibi, insanlar bağımsız olmak ister. Ancak kendi isteğiyle özgür olmamak isteyen ülkeler ve topluluklar de az değildir. Moğolistan verilebilecek en iyi örnektir. Daha önceden Asya ve Avrupa’nın hakimi Moğollar, daha sonra Çin tarafından asimile edilip fakir bir ülke konumuna düşürülecektir. Bunun sebebi ise Çin’e karşı durup savaşmamaları hatta Çin nüfuzunu kabul etmeleridir. Kanlarında var, karşı çıkıp özgürlükleri için savaşsalardı başarılı olabilirlerdi.

   Bu hayvanlar dünyasında da aynı şekilde işler, kurtlar bir bölge belirler ve o bölgede yaşar. Bölgenin liderini sevmeyen bir kurt bulunursa, dövüşürler. Galip kurt bölgenin lideri olur, yenik olan ise ya hayatından olur yada başka bir bölgeye ait olur. Diğer hayvanlar da aynı şekilde yaşar. Hatta bitkiler bile bağımsızlık için isyan edebilir. Yabani otlar, bitkilerimizin altından sinsice fırlar ve bölgeyi diğer çiçeklere zehirli kılar. Belki duyguları yüzünden yapmıyorlar, ama cevapları aynı. Bu da tüm canlıların doğasında özgür yaşamak olduğunu gösterir.

 Sonuç olarak, tarihten ve doğadan görebiliriz ki canlılar doğduğunda bağımsızlık duygusu ile doğar. Bazen istisnalar olabilir lakin hepimizin bildiği üzere istisnalar kaideyi bozmaz. İnsanlar tüm zorluklara katlanarak, belki de ölüm pahasına bağımsızlıkları için yüzyıllardır savaşmıştır. Canını dişine takan bu kişiler, mucizeleri başarabilecek gücü hür olma isteklerinden alır. Evet, rahat bir yaşam sürmek güzeldir. Ancak işin diğer ucunda da kölelik vardır ve bu eşit bir anlaşma değildir. İşte bu yüzden çoğu millet bu anlaşmayı reddetmiştir.

(Visited 17 times, 1 visits today)