Moraller ve Etikler

İnsan psikolojisi anlamak için insanlığın başından beri uğraşılmasına rağmen hâla çözülemeyen, belki de tarihin en karmaşık bulmacası olarak adlandırılabilecek nitelikte bir konudur. Niye bu kadar önemli bir şey olduğunu merak ediyorsanız, cevabı tamamıyla ben de bilmiyorum ne yazık ki. Ancak şunu söyleyebilirim; doğru ve yanlış, haklılık ve haksızlık, iyi ve kötü gibi etik zıtlıklar sosyal yapılar olabilir. Yani aslında bir “doğru” ya da “yanlış” yoktur. Bunlar kişiye özel fikirlerdir, ve fikir çoğunluğu dominantlık sağladığı için o kişilerin “doğru” ve “yanlış”ı toplumun “doğru” ve “yanlış”ı olmuştur.

Asıl konuya gelirsek, bence her insan içinde hem iyilik hem kötülükle doğar. Kişiden kişiye bunun oranı değişen bir şey olsa bile her insanda olduğuna inanırım. Her ne kadar antisosyal kişilik bozukluğu ya da bunun bir üst seviyesi olan psikopatlık insanın empati ve sevgi hissetmesini engellese de bu kişilerin doğduğundan beri böyle olduğunu kanıtlayamayız. En büyük sebepleri çocukluk travması ve genetik yatkınlık olmasıyla beraber beyin travması, yoğun zorbalık, ilgisizlik gibi sebepleri de olan bu psikolojik rahatsızlıkları olan insanlar toplumun ve medyanın yarattığı canavarlar değillerdir. Evet, seri katillerin çoğunluğu antisosyal ve %25’i psikopattır ancak psikopat teşhisi konulan insanların sadece %0.284’i seri katil olur. Empati hissedemiyor olmalarına rağmen günlük hayatlarında çok az miktarlarda hala duygu hissedebilirler. Zaten teşhis konulduğunda ilaçlara başlanır, gerekirse bir akıl sağlığı tesisine yerleştirilirler. Yani, iyi ve kötü arasındaki farkı çoğu zaman fark edemeyen insanlar, “iyilik” ve “kötülük” kavramlarıyla doğmuş olabilir mi? Yoksa bu kavramlar kişinin moralleri olduğu için kişiden kişiye değişir mi?

Sizden düşünmenizi istiyorum. Para ihtiyacı olduğu için bir restoran soyan bir insan düşünün. Bu kişi iyi midir kötü mü? Çoğunluk bu soruya “kötü” cevabını verir. Ne de olsa bir restoran soymadı mı! Peki, bu kişinin doyurması gereken iki çocuğu ve bir eşi olduğunu düşünün. Şimdi ne dersiniz? Tabii ki hala “kötü” diyenler olacaktır ancak para ihtiyacını mantıklı bulan kişiler arada kalacaktır. Üstüne bir de bu restoran sahibinin çalışanlarına ödemesi gereken paranın %30’u nu ödediğini ekleyelim. Hadi yetmedi derseniz bizim parayı çalan kişimizin önceden burada çalışmış sonradan işini düzgün yapmasına rağmen haksız yere kovulmuş biri olduğunu da söyleyelim. Fikriniz değişti mi? “O paraya ihtiyacı vardı, ne de olsa ailesini doyurması lazım.” cümlesiyle bu kişiyi savunurken ona karşı çıkan “O zaman farklı bir işe girseydi!” tartışmasını duyabiliyorum şu an. Ancak eklediğim her detayla parayı çalan kişiye karşı duyduğunuz empati büyük ihtimalle daha da artmış, onu suçlamak sizin için zorlaşmıştır. Hatta başta yaptığına “kötü” diyen biri sonrasında “iyi” demiş bile olabilir! Bu da aslında “iyi” ve “kötü” algısının kişiden kişiye değişen, o şahsın büyüdüğü çevreye göre gelişmiş olan bir şey olduğunu gösterir.

Sonuçta, eğer sorarsanız “İnsanlar hem iyilik hem kötülükle doğmuş mudur?” cevabım evet olacaktır. Çünkü o insanın moralleri benden farklıdır ve o yaptığı bir kötü şeyi iyi, yaptığı iyi bir şeyi kötü olarak görebilir. Bundan dolayı bu soruya hayır cevabı veremem.

(Visited 50 times, 1 visits today)