Neden Kaygılanırız?

Gün içinde hangi konularda yoğun stres altında hissettiğinizi hiç düşündünüz mü? Stres insanın doğasında hep var olmuştur. Zamanın ve yaşam koşullarının değişmesiyle stres yaratan konular değişmiş olsa da stres her zaman varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Kaygı ne kadar bizi rahatsız eden bir duygu olsa da aslında insan için birçok yararı da vardır. Kaygılanmak insanın kendini koruma mekanizmasını harekete geçirir ve yaşayabileceği sorunları önlemek adına harekete geçmesine sebep olur.

Image result for anxiety

Stres her ne kadar hayatımızdan koparılamayacak bir etken olsa da bazı insanların hayatlarında olması gerekenden daha fazla yer kaplayabilir. Bu duruma psikologlar anksiyete (kaygı bozukluğu) adını verdiler. Toplumda en çok yaygın olarak görülen hastalıklardan biri olan anskiyete normalde insanı harekete geçiren stres duygusunu insanın hayatında bir engele çevirir. Anksieyete bozukluğu olan bir insan basit konularda bile çok düşünüp fazla kaygılanıp heyecanlanıp, gerginliğin yarattığı etki ile çabuk sinirlenebilir ve sosyal ortamlardan olabildiğince kaçınabilir. Ayrıca anksiyetenin yarattığı fiziksel belirtiler de vardır; kaslarda gerginlik, uyumakta zorluk, çok veya az yemek yeme gibi durumlar yaşayabilirler. Bunun yanı sıra birçok anksiyete hastası panik atak sıkıntısı ve depresyon sıkıntısı da yaşarlar.

Image result for anxiety

Kaygı bozukluğu çevresel etkenlerle oluştuğu gibi genetik olarak da aktarılabiliyor. Anksiyetenin yoğun bir aşamada görüldüğü durumlarda ilaç kullanımı önerilse de anksiyeteyi azaltmak için spor yapmak, dengeli ve düzenli beslenmek, az kafein tüketmek, meditasyon yapmak ve bir uzmana danışmak gibi çözüm önerileri de sunulmakta.

Bazı ülkelerde depresyon ve anksiyete oranı diğer ülkelere oran da daha yüksek olduğu görülmekte. 2018’de yapılan araştırmaya göre Yunnistan, Filipinler ve Tanzanya en stresli ülkeler listesinde ilk üçü paylaşmakta. Bunun yanı sıra yaklaşık 327.2 milyon insanın yaşadığı Amerika bu listede 7. sırada. Ve 2016’da yapılan bir araştırmada ise Çin birinci sıradaydı. Yapılan bazı araştırmalara göre zengin ülkelerde anksiyete oranı fakir ülkelere oranla daha fazla. Benim görüşüme göre bunun önemli sebeplerinden biri kalabalık nüfus. Günlük hayatta yaşadığımız kaygıların bir çoğu çevremizdeki ve hayatımızda etkisi olan insanlarca oluşuyor. Örneğin patronlar, arkadaşlar ve anne, baba gibi. Metroda veya otobüsle eve giderken, bir kuyrukta beklerken bile insan kalabalıktan bunalabiliyor. Kalabalık demek trafik, iş bulmakta zorluk gibi sorunlara da sebep yaratabilir.

Tüm bunların yanı sıra bir ülkede okuma olanağı olan insanın fazla olması da bu ülkenin stres oranını arttıran bir etken olabilir. Dünya çapında yapılan araştırmalara bakılırsa okul stresi, anksiyeteyi ve depresyonu tetikleyen faktörlerden birisi. Bunun yanı sıra okulu bitirdikten sonra insanların iş bulup hayallerindeki gibi yaşama kaygısı başlıyor. İş bulduktan sonra ise insanın kaygılarını devam ettirebilecek birçok etken hala devam etmekte. Örneklendirmek gerekirse fatura ödeme, işinden kovulmama, iyi bir kariyer çabası, ev işleri ve diğer sorumluluklar kaygıyı arttırabilir. Bir ülkede tüm bunları bir yük olarak taşıyan insan sayısı fazla ise sonuç olarak kaygıya dayanan psikolojik hastalıkların görülme oranı da oldukça yüksek olur.

Sonuç olarak stres ne kadar hayatımızın bir parçası olsa da kendi kurduğumuz bu toplumda hayatta kalma çabası ile bir hastalığa dönüşebilir.

 

Kaynakça:

https://www.healthline.com/nutrition/anxiety-disorder-symptoms#section14

https://www.inc.com/peter-economy/surprising-new-gallup-survey-says-these-10-countries-are-feeling-most-stress-and-these-10-are-angriest.html

https://www.usnews.com/news/best-countries/articles/2016-09-14/the-10-most-depressed-countries

(Visited 313 times, 1 visits today)