NEREDEN NEREYE

Hiç zamanı geri alabilsem de her şeyi düzeltsem dediğiniz oldu mu? Bence hepimiz bunu söyleyecek kadar çok şanssızlık yaşamışızdır. Ama benim yaşadığım talihsizlik hayatımın tamamen değişmesine sebep oldu.
Ben henüz ortaokuldayken, ağabeyim polis akademisinde idi. O da babam gibi polis olacaktı. Babam da onu destekliyordu. Fakat akademiye başlayana kadar okul birincisi olan ağabeyim akademiye başladığından beri sınıfta kalıyordu. Annemin kızmaması mümkün değildi. Her seferinde ağabeyime bağırıp çağırıyordu. Ama babamın sesini bile çıkarmaması bizi çok şaşırtıyordu.
Bir gün evimize birkaç polis geldi. Babamın arkadaşları sandım. Bu nedenle fazla umursamadım. Biraz konuştular babamla. Bir süre sonra ağabeyim de onlara katıldı. Sonra babam bize biraz para bıraktı ve hep birlikte evden çıktılar. O gece tuvalete gitmek üzere kalkmıştım. Buzdolabının kapağının tam kapanmadığını gördüm ve kapağı kapatmaya gittim. Yarı kapalı gözlerle buzdolabını açmamla birlikte gözlerim de fal taşı gibi açıldı. Buzdolabının ışığı tam da babamın masaya bıraktığı paralara vurmuştu. Ardından evin önünde patlayan bombanın sesiyle irkildim. Annem evin içinde koşturmaya başladı. Ben de ağabeyim ve babamı arıyordum. İkisi de evde değildi. Ardından silah sesleri geldi. Saklanacak birer köşe bulduk ve bir süre olduğumuz yerde hareket etmeden bekledik. Sesler kesilince olduğumuz yerden çıktık ve polisi aradık. Mahallemizde böyle bir olay olması, hem de bir emniyet müdürünün evinin önünde böyle bir olay olması, hiç mantıklı değildi. Kim bir emniyet müdürünün evinin önünde bomba patlatmaya cesaret edebilirdi ki? Evin etrafı polisler ile dolu bir şekilde sabaha kadar babamı ve ağabeyimi bekledik. Sabah oldu. Yine ortalarda kimse yoktu. Bir süre sonra evin önünde bir araba durdu. Annem koşarak arabaya bindi. Kimse bana bir şey söylemiyordu. Akşama kadar evde kendi başıma vakit geçirdim. Sonra iki polis geldi. Beni arabaya bindirdiler. Polislerden biri arabayı sürmeye başladı. Yol boyunca tek kelime etmediler. Nereye gittiğimizi sordum, söylemediler. Ben de fazla zorlamadım. Beni hastaneye götürüyorlardı. Korkmaya başladım. Hastane kapısının önünde beni polis üniforması ile ağabeyim bekliyordu. Ağabeyim aslında polis akademisini bitirmiş, gizli görevi sebebiyle kimseye hiçbir şey söylememişti. Bana olanları anlattıktan sonra yan yana yatan annem ve babamın bulundukları odaya götürdü beni. Babam gece çıkan çatışmada yaralanmış ve annem de babamı hastanede yatarken görünce kalp krizi geçirmişti. Onları gördükten sonra ağabeyim kapıda nöbet tutmamı, içeri doktorlar hariç kimseyi almamamı ve birkaç dakika sonra geleceğini söyledi. Yanımdan ayrıldıktan birkaç saniye sonra bana kendini polis diye tanıtan iki adam yanıma geldi. Onları polis sandığım için içeri girmelerine izin verdim. Onlar çıktıktan sonra ağabeyim içeri girdi. Girdiği anda çığlık atmaya başladı. İçeri giren adamlar babamı öldürmek üzere içeri girmişlerdi. Ve artık annem de yoktu babam da.
Şimdi ne mi yapıyorum? İster kör talih deyin ister kader, bir zamanlar kolejlerde okurken şimdi bir öğrenci yurdunda kalıyorum ve hayata tutunmaya çalışıyorum…

(Visited 60 times, 1 visits today)