ÖZEL ARKADAŞ

Her şeyin, herkesin normal olduğu sınıfta ders işlerken sınıfımızın kapısı çalındı.Müdür ve yanında zayıf, utangaç farklı bir öğrenci geldi. Müdür ismini Cem olarak tanıttığı öğrenciyi birinci sıraya oturttu. Cem ‘in bakışlarının ,hareketlerinin ,tavırlarının farklı olduğunu hepimiz anlamıştık. Teneffüs zili çaldığında hepimiz Cem’in yanına gittik. Fakat Cem dokunmak istediğimizde kaçtı, yüksek sesle konuşulunca kulaklarını kapatıyordu.Bütün sınıf ters bir şeyler olduğunu anladık fakat kimse anlam verememişti. Son ders saati rehber öğretmenimiz derse girerek bize Cem’den bahsetti.Cem “OTİZMLİYDİ” Bu kelimeyi ilk defa duymuştum. Cem zekiydi,bazı konularda çok iyiyken bazı konularda iyi değildi. Bizimle konuşurken göz temesı kuramıyordu, paylaşım konusunda istekli değildi. Bu ve bunun gibi farklı özellikleri taşıyabiliyordu otizmliler.Ve biz sınıfça Cem’e dokunmamamız gerektiğini öğrendik.

Bir gün okul çıkışı Ali Cem’e dokunmak isterken, Ali’nin annesi Ali ‘nin kolunu çekerek “Sakın ona dokunma” diyerek  ötizimin bulaşıcı olabileceğini söyleyerek bizi uyarmıştı. Ama sonradan öğrendiğime göre otizm hastalık değildi, bulaşıcı hastalık hiç değildi. Aksine ayrıcalıklıydı,engel değildi.

(Visited 27 times, 1 visits today)