Yazın en sevdiğim yanı olan o uzun akşamlardan birinde arkadaşlarımla sokaklarda öylece dolanıp şaklabanlıklar yapıyorduk. En son gülmekten kanım ağrıyınca bir yere oturmayı teklif ettim bizimkilere. Yakındaki parkın çimlerine kendimizi attıktan sonra yorgun sessizliğin üzere arkadaşlarımdan biri “Sizce özgürlük nedir?” diye bir soru attı ortaya. Herkes birbirine bakındıktan sonra içimizden en çalışkanımız olduğuna inandığımız arkadaşım anlatmaya başladı:
“Bence özgürlük demek öğrenmek demek arkadaş; ne kadar öğrenirsen, bilgi edinirsen o kadar özgürleşirsin!” derken başka bir arkadaşım “Ben sana bu konuda katılmıyorum.” dedi.Bu sefer de herkes ona baktı. “Bence özgür olmak düşünmektir. Kendini ifade edeceğin sürece kendi düşüncelerin olmadığı sürece hep birilerine bağlı yaşarsın; evet bu her zaman bir insan olmayabilir.Fakat sadece ezberleyip oluşturduğun belli bir bilgi birikimi kendi fikirlerini katamadığın sürece ne kadar yararı olabilir ki bunların sana?” Çalışkan arkadaşım dahil herkes bu arkadaşıma onaylayan gözlerle bakıyor, başını sallıyordu.
Yaşamı çok çalkantılı geçmiş arkadaşlarımdan biri de konuşmaya dahil oldu. ”Bence kendin olmaktır özgür olmak.Özgürlüğü ben de arada sorgularım ve böyle zamanlarda da aklıma hep Kurt Cobain’in bir sözü gelir. Kurt ‘Olmadığım kişi için sevilmektense, olduğum kişi yüzünden nefret edilmeyi yeğlerim.’ demiş. Kendin olabilmek gerçekten zorlu bir savaş.Özellikle ,illaki çevrenizde öyle biri olmuştur, bazıları ortama kabul edilmeme kaygısı yüzünden resmen her ortamda başka bir kişiye dönüşüyor.Bir gün bir düşünceye katılmadıklarını dile getirirken ikinci gün sırf yakın oldukları biri bu düşünceyi savunuyor diye kendileri de o düşünceyle sarmaş dolaş olmuş! Size göre nasıl bilmiyorum ama en azından benim için en önemli şey kendin olabilmek.”
Artık o kadar yorulmuştum ki soğuk çimlerde oturur pozisyondayken birinin dizine kıvrılıp öyle dinlemeyi karar verdim.Böyle dinlemek daha keyifliydi ayrıca! Sadece birinin oradan eyleme geçmek dediğini duydum. Başımı çevirip kimin söylediğini anlamak umuduyla baktım. “Bence eyleme geçmebilmek özgür olabilmek. Hem bu dediğiniz her şey olsa bile eyleme geçemedikten sonra kendin olsan ne olur olmasan…” “Onun için de başkaldırmak daha önemli.” dedi asıl soruyu soran.
Sesler yükselmeye başlamıştı. Biri birine bir şey söylüyor, öteki kafasını çeviriyor.Çocuk gibi olmuşlardı. En son dayanamadım öfleye püfleye doğruldum yerimden. Susturdum herkesi ben de onları dinlemiştim bütün gün:
“Ne kadar acayipsiniz yahu! Bunun için kavga edilir mi? Herkesin haklı olduğu noktalar var ama özgürlük göreceli bir kavram, nasıl biri maviyi sever, diğeri yeşilde huzur bulur.Aynen onun gibi işte.Bana göre özgür olmak sevdiklerinle olabilmektir. Özgürlük elde etmesi çok zor bir şey, bunda hepimiz hemfikiriz ama bana soracak olursanız da kendini başkalarının yargılarından korkmadan ifade edebilmek de çok önemli.” derken tüm arkadaşlarımın yüzünde ben kazandım ifadesini görünce kime konuşuyorum ben acaba oldum.Biz kahkalara boğulunca her gece bizi kovalayan balkondaki teyze yine bağırdı.Hepimiz gülüşümüzü tutmaya çalışarak koşmaya başladık. Sanki yıldızlar o gün daha parlaktı.
Özgürlük
(Visited 59 times, 1 visits today)