“Sanatsız Kalan Bir Milletin Hayat Damarlarından Biri Kopmuş Demektir”

Thomas Munro’ya göre; “Sanat doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir.” Hegel’e göre; “Sanattaki güzellik doğadaki güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür.” Marks’a göre; “Sanat; yaratıcı eylem, insanın ve doğanın karşılıklı etkileşiminin bir aşamasıdır.” İşte tam da bu  farklı tanımlardan yola çıkarak, sanat belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vuruşudur.

Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda sanat belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatımdır. Sanat kavramının tartışılması 19. yüzyıl sonlarında gündeme gelmiştir. Bir ülkede bilim, kültür ve sanatın gelişebilmesi isteniliyorsa  öncelikle insanların özgür düşünce ve hareket edebilme şansına sahip olması gerekir.  İnsan haklarının korunduğu ve her insanın eşit yaşadığı bir ülke bu üç kavramın gelişebilmesi için elverişlidir.

Bir milletin en önemli temsil unsurlarından biri sanata nasıl bir bakışla yaklaştığıdır. Bir ülkede sanata verilen değer hissedilmiyorsa  ve sanat gelişmemişse, o ülke için sanatı üst seviyelere çıkarmak bir şarttır. Sanatın ülkemizde gelişmemesinin en önemli sebeplerinden birisi sanatın ülkemizde sadece bir hobi olarak görülmesidir. Örnek olarak sanat eğitiminin ülkemizde maddi kazanç elde edememe kaygısı yüzünden seçilmemesi verilebilir. Oysa ki toplumun en önemli değerlerinden biri olan sanat için gerektiği önem ve değer gösterilirse, ülkemizde sanatın gelişmesi için yeterince bütçe ayrılırsa bu sorun biraz daha ortadan kalkabilir. Ayrıca ülkemizde sanatın değer kazanması için gelişmesi gereken bazı unsurlar da vardır. Bunlardan bir kaçı kaliteli eğitim, düşünce özgürlüğü, sanatsal eserle kolay ulaşım, kültürler arası ilişkiler olabilir.

Ulu önderimiz Atatürk’ün de dediği gibi ” Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.” Atatürk, sanatı seven, sanatçılara değer veren ve onları destekleyen eşsiz bir devlet adamıdır. Çocukluğundan itibaren sanata ilgi duymuş ve sanatın bazı dallarıyla çok yakından ilgilenmiştir. Toplum olarak bize düşen de Atamızın yolunda ilerlemek ve değer verdiği yargılara sahip çıkmak, sanatı daha üst seviyelere taşımaktır.

 

 

(Visited 260 times, 1 visits today)