Temiz Bir Başlangıç

Ülkemiz stratejik ve coğrafi açıdan önemli aynı zamanda da kritik bir noktada. Ülkemiz paha biçilemez doğal kaynaklara ve güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Fakat ülkemiz bazı fosil kaynaklar bulundurduğu doğal kaynaklara nazaran daha az bulunduruyor. Bunlardan biri de: petrol…

Türkiye petrol bakımından Arap emirliklerine, Azerbaycan gibi bazı ülkelere göre daha az miktarda bulundurmakta. Dışardan ithal olarak aldığımız petrol miktarı 40 ton ila 50 ton arasında değişirken kendimiz ülke olarak ancak 2 ton ila 5 ton gibi cüzi bir miktarı kendi çarkında döndürebiliyor.

Ülkemiz şu anda bulundurduğu petrol rezervinden daha fazla miktarda petrol bulunduruyor olsa belki de ekonomik açıdan şu anda bulunduğumuz daralmadan bir nebze olsun kurtulabilirdik. Fakat ekonomik açıdan rahatlamak istiyorsak bunu sadece petrole de yapamayacağımızda unutmamalıyız. Aynı zamanda belki de Arap yarım adasının kuzeyinde bulunan Suriye gibi bir durumda da bulabilirdik. Sonuçta hem diğer ülkelerin gözünde hem stratejik bir noktada buluna ve petrol kaynakları elinde olan bir düşman olurduk Malazgirt savaşından beri bizi Anadolu’dan atmak isteyen herkes gene gözünü bize diker, Serv antlaşmasında yapmaya çalıştıkları gibi bizi bölmeye çalışıp ülkemizi parça parça tüketirlerdi. Savaş ve kaos başımızı rahat bırakmazdı. Belki de hiçbir olmaz kendimizi kendimiz bitirirdik paraya doyamayıp görgüsüzlüğü farz olarak kabul ederdik. Özümüzü unuturduk.

Ülkemiz petrol bakımından zayıf olabilir fakat ülkemiz de doğal zenginlikleri ile bu ekonomik açığı kapayabilir. Bu doğal zenginliklerinden biri de: su… Ülkemiz yaklaşık olarak 215 bin ton su ithal etmekte. Evet su bakımından zengin olabiliriz fakat unutmamalıyız ki beşleri hiçbir şey edebi değildir. Ülkemizin en kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul’un yaklaşık olarak 50 yıl içerisinde su sıkıntısı çekeceği tahmin ediliyor. Sıkıntısı yaşamak istemiyorsak su bakımında şanslı olsakta tasarruf etmeli ve israftan kaçınmalıyız. Su olan yerde yaşam da var derler ülkemiz bir Amazon ormanı olmasa da binbir çeşit canlıya ev sahipliği yapmakta. Her yıl birçok canlıyı temeli olarak kayıp ediyoruz bunun önüne geçmek istiyorsak gereksiz projelere izin verilmemeli ve tatlı su kaynağı olan dereleri, gölleri yok etmemeliyiz.

Ülkemiz tatlı su bakımından şu an olduğundan daha zengin olsaydı belki de petrolün bize getireceği ekonomik rahatlamaya ihtiyaç kalmazdı. Suyun olduğu yerde insan, toplum, yaşam bulunur. Bunların bulunduğu yerde de medeniyet vardır. Tarım ve ticaret, ekonomik, sosyal, kültürel her şey suyun olduğu yerde de var. Ülkemiz su sayesinde turizm açısından da gelişirdi zaten güzel olan ülkemizin daha da güzelleşiniz yeni dere yataklarını artan canlı çeşitliliğini görmek için gelen insanlar dahi olurdu. Enerji elde etmek daha kolay olurdu temiz enerji yollarına daha fazla baş vururduk. Fosil yakıtlardan daha az yararlanır uzuz enerji elde edebilirdik.

(Visited 28 times, 1 visits today)