Tilköpekke

 

 

TİLKÖPEKKE

Sabah yeni kalkmıştım. Tam okula gitmeye hazırlanırken, bahçeden gelen gürültüyle yerimden sıçradım. Ne olabilir diye düşündüm. Bahçeye çıktığımda bir de ne göreyim!? Bir köpek, yok bir kedi pardon bu bir eh..

Ne olduğunu çözmek için hemen bilgisayarımı açtım. Fotoğrafını çekip arattım. Adını bulamadım. Ben de hemen biraz yürüdüm ve ormana gittim. Ormandaki hayvanların tek tek resmini çektim. Sonra onları üst üste koydum ve biraz oynama yaptım. Bir isim buldum kendimce. İsmini ‘Tilköpekke’ Koydum. Çünkü hem köpeğe hem kediye hem de tilkiye benziyordu. Sonra bu ismi ve araştırmamı anneme anlattım. Annem ‘Çok güzel ve yaratıcı bir isim olmuş, ama bir daha benden izinsiz ormana gitme’ dedi. Ben de “Peki” diye yanıtladım.
Ertesi gün okula giderken posterimi yanıma aldım. Bu posteri bu günkü sunum dersinde göstermek için sabırsızlanıyordum! Arkadaşım Ali’nin sunumunda kedi kafalı bir at vardı. Hepimiz çok güldük. Diğer arkadaşlarım da sunumlarını gösterdikten sonra sıra bana gelmişti. Garip olan şey ,benimkinin adına kimse gülmedi. Ama resmi gösterdikten sonra herkes kahkahaya boğuldu. Öğretmen benden bir ricada bulundu: “Senden bu posterden bir tane daha çizmeni talep ediyorum.” dedi. Ben de eve gidip hemen işe koyuldum. Posterim bittikten sonra öğretmen posterimi çok komik ve yaratıcı olduğu için müdürün izni ile sınıf kapısının boyutlarında bastırdı. Kapımız artık çok havalı ve komik görünüyordu. Benim maceram bu kadardı. Sizinkilerin maceralarını da duymak için sabırsızlanıyorum! Görüşürüz..

(Visited 32 times, 1 visits today)