Uzay Madenciliği

Bu yazıda çok teknik bilgiye sahip olmadığım için daha çok hayal gücüne dayanan düşüncelerim yer alacak. Uzay madenciliğinden kasıt nedir, ne kadar yakın bir gelecekte bu tür şeyleri görmeye başlayacağız ve benzeri soruları kendimce cevaplayacağım.

Uzay Madenciliği geniş bir açıdan değerlendirmeye açık bir başlık. Bence bu konsept ilk olarak gezegenimizin çevresinde başıboş bıraktığımız atıkları verimli bir şekilde temizlemeyle ve bu atıklardan elde edilen maddelerin yeniden kullanılmasıyla başlar. Bu durum zaten kendi içinde büyük bir problem. Vurdumduymaz bir şekilde yörüngeye sürekli çöp bırakmaya devam edersek kendi işimizi zorlaştırmış oluruz. Bahsettiğim bu atıkların büyük bir sorun olması ise çoğunlukla küçük olmaları, ve aşırı hızlı hareket etmeleri. Bir uzay yolculuğunda mermi büyüklüğünde, belki daha da küçük metal bir parçanın mermi hızında, belki de daha hızlı bir şekilde geminize çarptığını düşünün. Muhtemelen pek hoş bir deneyim olmazdı. Uzay, uzay mekiğinizin arıza vermesi için iyi bir yer olamaz. Belki görev iptal olur ve eş zamanlı bir şekilde tonla para boşa gider, daha da kötüsü mürettebat ölür. Hepsi yalnızca başıboş küçük metal parçaları yüzünden. Tabii ki bunun olması şu an aşırı küçük bir ihtimal. Çünkü parçalar ne kadar çok olursa olsun gezegenin yörüngesi akıl almaz bir genişliğe sahip. Yine de o aşırı küçük ihtimali arttırmak yerine o parçaları toplamanın ve yeniden kullanmanın bir yolunu bulmak çok daha mantıklı.

Yörüngeden metal toplayıp çöp temizlemekten sonraki seviye muhtemelen meteorları kazmaktır. Sonuç olarak bize sıradaki en yakın uzay nesneleri onlar. Her yıl saçma sapan bir “şu ayda Dünya’ya meteor çarpacak” haberi geliyor. Bu haberler de çarpma kısmı hariç doğru sayılır. Yakınımızdan her yıl bir sürü irili ufaklı meteor geçiyor. Hatta her gün ufak olanlardan atmosfere girenler bile oluyor. Tabii onlar havadaki sürtünmeden yere kadar yol alamıyorlar. Geldiğim nokta elimizin altında büyük bir potansiyel kaynak var. Bu işten maden ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek kadar bile vardır belki. Olay bu işi nasıl ve ne zaman becerebilmeye başlayacağımıza kalıyor.

Meteorlardan maden kazmak istiyorsak önce hangilerinin hangi madenden ne kadar zengin olduğunu saptayabilmemiz lazım ve doğru hatırlıyorsam zaten şu an o işi az çok yapabiliyoruz. İkinci aşama meteorları yakalamak, bunun için ise bir sürü yöntem öne atılabilir, ben aklıma gelenlerden birkaçını sayacağım. Uçuk fikirler ama yazının hayale dayalı olacağını başta zaten söylemiştim. Bu dev kaya parçalarını devasa ağlarla yakalayabiliriz, üzerlerine roket atıp parçalar sonra o parçaları toplayabiliriz, ve birkaç diğer saçma fikir. Ama asıl mantıklı ve en olası çözüm muhtemelen bu meteorların üzerine inecek roketleri araçlar tasarlamak olur. Bu sayede yönlerini istediğimiz gibi kontrol eder, gerektiğinde su üzerine, gerektiğinde de başka bazı karasal alanlara kontrollü bir şekilde indirebiliriz. Bu, meteorları içi dolu bir uzay aracına çevirmeye benzer. Belki uzak gelecekte bununla ilgili meteor yarıştırma gibi sporlar bile çıkar.

Benim bütün bunların doğru düzgün işleyeceğini düşündüğüm zaman dilimiyse teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğine de dayanarak 22. yüzyıl başları.

(Visited 35 times, 1 visits today)