Yasalar Algıdan İbaret Midir?

Hislerimiz bize çoğu zaman doğru yolu gösterir. İçimize sinmeyen kararlar bizi çoğu zaman felakete sürükler. İçimize sinmeyen çoğu şeyden istemsizce de olsa  kaçınırız. Çünkü öyle yapmak gelir içimizden. Bu bir kuraldır. Aslında kuralda yoktu evrende. Olması gerekenler olur. Bunu siz isterseniz olur.

İstemediğiniz şeylerin olduğu zaman ise bu düşünce tam tersine döner. Yani bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır düşücesine. Çoğu insan bu fikre katılmaz. Dürüst olmak gerekirse benim istemediğim şeylerin olduğu zamanlar gerçekten de içten istemediğimden kaynaklanıyor. Demek istediğim şu; gerçekten bir şeyi içten istemediğimiz zaman yani kafamda soru işareti olduğu zaman gerçekleşmiyor.

Tabii ki gerçeklerde var. Bu kanunlar elbette bilimsel gerçeklere dayanmaz. Daha çok popüler kültür içinde, yaşamda olumsuz durumların gerçekleşme ihtimalinin daha yüksek olduğuna dair varsayımlar olarak gelişmiş olan Murphy Kanunları, gerçek kanunlar olmaktan çok yaşamda başımıza gelen olumsuzlukları batıl bir inanışla anlamlandırma işlevi görür. Hayatımızı buna göre şekillendirmekte kaynağı olmayan birtakım kanuna güvenmekten başka hiçbir şey değildir. Açıkcası olumsuz giden şeyler için sadece Murphy Kanunları’nı aklımıza getirirsek, bu olumsuzlukların gündelik yaşam içinde kaçınılmaz olduğunu düşünürüz. Gündelik yaşamda sürekli olumsuzluklar yaşadığımız için, bu olumsuzluklara bilimsel gerçekliği olmasa da bir açıklama çerçevesi getiren Murphy Yasaları popüler kültürün sunduğu bir yargı olarak hayatımıza yerleşmiştir.

Gelelim yazının başında savunduğum Çekim Yasasına. Bu benim için en doğru yol. Bunun üzerine kurulan tarikatlar, yazılan kitaplar da var. Mesela The Secret kitabı. Bunu okuyanlar da bilir ki çekim yasasını nasıl yönlendirebileceğiniz bile yazar. İnsanlara farklı bakış açıları kazandırmak için yazılan bir kitap aslında. Okuduktan sonra aslında her şeyin bir düzene değil sizin isteğinize göre gerçekleştiğini fark etmeye başlayacaksınız.

Tabii bu sadece hislerin desteklediği bir şey. Çekim yasası diye bir şey var fakat buna güvenen insanların bir tartışmada kuracağı şu cümleye ‘ peki o zaman nasıl oluyor da işe yarıyor’ bir cevabım var.

Kısaca size çekim yasasının da gerçeklerini anlatayım.

Evren  insanlar için iki şekilde var olmaktadır. bir, evrenin kendi hali; iki, bizim onu algıladığımız hali.

Algıya geçmeden önce, duyularla ilgili kısa bir bilgi vereyim buraya. Duyu organlarımızın ne kadar yetersiz olduğunu daha önce düşünmemiş olabilirsiniz. Ancak duyu organlarımız evrenin sadece belirli bir kısmını bize iletmektedir.

Algıya geçince ise olaylar çok daha karmaşık hale gelmektedir. Çünkü aynı olaya şahit olan iki insanın algısı birbirinden çok farklı olabilir. Bunun nedeni ise duyu organlarımızın yetersizliğinden de öte, Algılamaya karışan zihinsel faktörlerdir.

Yani, evrenin iki hali arasında bizim açımızdan büyük farklar vardır. Gördüğümüz şey, gördüğümüz şey olmayabilir, daha da kötüsü gördüğümüzü sandığımız şey de olmayabilir.

Buradan da anlaşılacağı üzere eğitim, inançlar, tercihler, ailevi faktörler, çevre, tecrübeler ve benzeri bir sürü değişik şey algımızı etkilime potansiyeline sahiptir. Örnek vermek gerekirse uçaktan korkan birinin uçağı düştü diyelim. Bu o kişinin uçağa binmeden önce kesin düşeceğiz diye kötü bir çekim etkisiyle uçağı düşürmesinden değil, etraftaki uyaranlara daha açık olmamasındandır. Ya da hasta olmaktan korkan biri daha sık hasta olmaz, sadece hasta olduğunda normal bir insanın fazla takmayacağı bu olay onun için travma yaratabilir.

Aynı şeyi iyi şeyler için de düşünmek mümkündür. Hayatınızdaki olumsuzluklar yerine, başınıza gelen iyi şeylere odaklandığınızda, iyi şeyleri daha sık fark etmeye başlamanız kaçınılmazdır. Değişiklik evrenin birinci halinde değil, bizim onu algıladığımız “ikinci” halindedir.

Bize sorulan soruya dönelim şimdi. Rehberimiz, “Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır.” diyen Murphy Kanunu mu yoksa “Evrene göre kural yoktur. Bir şeye şimdi sahip olduğunuzun hislerini sunarsanız evren de buna yanıt verir.” diyen Çekim Yasası mı olmalı?

Demek istediğim şu ki ne Murphy Kanunu ne de Çekim yasası rehber alabileceğiniz şeyler değildir. Ne gözünüze çarpıyorsa onlara dikkat etmeye başlarsınız. Her şey bundan ibarettir.

(Visited 30 times, 1 visits today)