Zamanda Yolculuk

     Zaman makinesinin içindeyim. Ve gideceğim yılı çok iyi biliyorum,1887. Taş duvarlardan farklı eski iki katlı bir okuldayım. Aradığım kişi Mustafa adında bir çocuk. Sınıfların arasında dolaşıyorum. Çocuklar çok küçük ve her şey gözüme eski görünüyor. Sınıfın birine giriyorum ve teneffüs olmasına rağmen sırasında yazı yazmaya çalışan bir çocuk görüyorum. Dikkatimi çekiyor. Teneffüste diğer çocuklar gibi oyun oynamak yerine yazmaya uğraşıyor. Yanına oturuyorum beni fark etmiyor. Adını soruyorum.” Mustafa”, diyor. Aradığım kişiyi bulduğumu anlıyorum. içimden sarılmak ve teşekkür etmek geliyor.” Oyun oynayalım mı?”diyorum. Biraz düşündükten sonra “peki”diyor. Bahçeye çıkıyoruz. “Ne oynayacağız” diyor. “Şimdi sen koşacaksın ben de seni yakalamaya çalışacağım” diyorum.
     Öyle hızlı koşuyor ki! Bir ara hiç yakalayamayacağı mı düşünüyorum. Son bir hamleyle kollarımın arasında ve şu an ona sarıldım. Kulağına teşekkür ederim her şey için şimdi ve sonra yapacağın her şey için teşekkür ederim Atam diyorum. Bana bakıyor, anlamaya çalışıyor. Sessizce yanından ayrılırken neden başarabildiğini anladığımı fark ediyorum. Belki de hiç pes etmemek..

(Visited 93 times, 1 visits today)