Bir sabah uyandığımda herkesin iç sesini duyabildiğimi fark ettim. Sanki biraz uyduruyormuşum gibi değil mi? Çünkü bunun olması imkânsız… Ama oldu. Gelin, size biraz daha derin anlatayım.
Küçüklüğümden beri hep süper kahramanları izler dururdum ve onların gücünü hep isterdim. Hiçbir zaman sahip olamadım… Taa ki 13. yaş doğum günüme kadar. Çevremdeki herkes, 13. yaş doğum günü pastalarını üflerken dileklerinin gerçek olacağına inanırdı. Hatta bazıları, dileklerinin gerçekleştiğini söylerdi. Açıkçası ben bu tür şeylere pek inanmazdım ama o gün gelmeden bir hafta önce düşündüm ve “Denesem ne olur ki?” dedim kendi kendime. Sonuçta denemekten zarar gelmezdi.
Acaba tek bir dilek hakkımız mı vardı, yoksa birkaç tane daha dileyebiliyor muyduk? Biraz araştırdım ve batıl inançlarla ilgili bazı bilgiler öğrendim. Maalesef sadece bir dilek hakkımız varmış. Eğer çok fazla dilek dilersek hiçbiri kabul olmuyormuş.
O gün geldiğinde, neredeyse bütün akrabalarım pastamı üflemem için başımda toplanmıştı. Ben de dileğimi diledim:
“24 saat boyunca herkesin iç sesini duymak istiyorum.” dedim. Akşam kutlama yaptığımız için dileğimi dileyip uyudum. Sabah kalktığımda annemin yanına gittim. Şarkı söylediğini duyuyordum ama ağzı hareket etmiyordu. İşte o zaman anlamıştım: İnsanların iç sesini gerçekten duyabiliyordum.
Annemle kahvaltımı yaptım. Benim için hiç kötü bir şey düşünmemişti. Ne beklenir ki? Anne sonuçta… Hatta benimle sabaha kadar konuşabileceğini ve beni dinleyebileceğini söylüyordu. Babam, beni arkadaşımla buluşmaya götürdü. İç sesi aslında götürmek istemediğini, evde yatmak istediğini söylüyordu. Birkaç futbol terimi kullandı sonra da beni dünyalar kadar sevdiğini ekledi. Şaşırmamıştım.
Arkadaşımla buluştum. Adı Elif, en yakın arkadaşım. Selamlaştık ve konuştuk. Ancak iç sesini duyduğumda büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Ne tepki vereceğimi bilemedim. Defalarca dedikodumu yapmış, benden sıkılmış ve beni kullandığını söylemişti. Tabii ki ona hesap sormadım ama arkadaşlığımızı bitirdim. Sıra ikizime gelmişti. Hakkımda hiçbir kötü düşüncesi yoktu ve benimle gurur duyduğunu söylüyordu. Bu çok kalbime dokundu. Sonra abim… Sevgisini pek belli etmese de bana çok değer verdiğini ve beni düşündüğünü söylüyordu.
Aslında bazı arkadaşlarımın da iç sesini duymayı düşündüm ama vazgeçtim. Her şeyi bilmeye gerek yoktu. İşte bu yüzden sadece 24 saat demiştim. Bazen evet, çok fazla şey öğrenmek istiyoruz. Ama bazı şeyler… Belki de sır kalmalı.
