2040 yılında 25 yaşındayım. Her zaman hayalini kurduğum Oxford Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okudum. Çok heyecanlıyım, çünkü Japonya’da bir yapay zekâ kongresine katılıyorum.
Kongre salonuna girdiğimde beni bir insan yerine hologram karşılıyor. Bu hologramlar 2025’tekiler gibi değil, daha zeki ve insanlar gibi tepki verebiliyorlar. Bu durum beni hem şaşırtıyor hem de heyecanlandırıyor. Bana bir gözlük verdiler ve takmamı rica ettiler. Bu gözlüğü takınca önümde bambaşka bir dünya belirdi. Gözlük sayesinde konuşmacılar ve paneller hakkında bilgi edinebiliyordum.
Başka bir yerde bir şapka verdiler; en azından ben öyle zannetmiştim. Bu şapka, düşündüklerimi bir kâğıda yazıp çizebiliyordu. Ayrıca herkese verdikleri kulaklık sayesinde birçok farklı dilde konuşan insanlarla iletişime geçebiliyordum. Çünkü bu kulaklık, bütün dilleri kendi dilimize çeviriyordu. Kongrede sadece insanlar değil, hologram ve robot konuşmacılar da vardı.
Kongre boyunca yapay zekâ konusunda birçok bilgi edindim. Bu kongre, bilgisayar mühendisliği mesleğime çok katkı sağladı. Bilmediğim konuları öğrendim, bildiklerimi ise daha detaylı şekilde geliştirdim.
