Afrika’nın bazı bölgelerinde yaşayan çocuklar, zorlu yaşam koşulları nedeniyle ağır sorumluluklar üstlenmek zorunda kalabiliyor. Birçoğu düşük gelirli ailelerde büyüdüğü için, hem ailelerine destek olmak hem de kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çalışıyor. Temiz suya erişimin kolay olmadığı yerlerde, çocuklar bazen suya ulaşmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalabiliyor ve buldukları su her zaman sağlıklı olmayabiliyor. Sıcak iklim koşullarında çalışmak da oldukça yorucu.
Bazı bölgelerde vahşi doğa ile iç içe yaşandığı için çocuklar zaman zaman tehlikeli hayvanlarla karşılaşma riski taşıyor. Ayrıca yaşam alanları çoğu zaman küçük ve dayanıklı malzemelerden yapılmadığı için güvenlik açısından yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle geceleri rahat bir uyku uyumakta zorlanan çocuklar, günün yorgunluğunu tam olarak atamıyor.
Afrika’da ekonomik şartlar bölgeden bölgeye değişiklik gösterse de, her çocuk emeğinin karşılığını alamayabiliyor. Birçok çocuk, ailesine destek olmak için uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalıyor.
Beni en çok etkileyen şey ise bir çikolata markasının eşit büyüklükte çikolata parçaları yapmamasının ırkçılıkla ilişkilendirildiğini duymamdı. Elbette bu tür iddiaların doğruluğunu sorgulamak gerekir fakat yine de bu örnek, insanların haksızlık algısına ne kadar duyarlı olduğunu gösteriyor. Irkçılığın tamamen yok olduğu bir dünyada, adalet ve eşitlik duygusunun hayatın her alanında daha güçlü hissedileceğini düşünüyorum.
