Bu şehir, benim. Güzel ama hatırladıkça yüzümü ekşiten anılardan oluşuyor.
Hadi gelin, birlikte bir göz atalım. Öncelikle spora gittiğim zamanları düşününce şehirde ağırlıklar, koşu bantları falan olurdu herhâlde. Bir kısmı bilgisayardan, bir kısmı spordan, bir kısmı da hoşlandığım, sevdiğim ya da güzel bulduğum insanlardan oluşurdu. Bazen çok sinirlendiğim anlar için de bir bölge olurdu. Evet, bu şehirde sinirimi attığım yerler bile olurdu ama bunlar sadece Anı Şehri’min küçük bir bölümüydü. Geri kalanı daha da karmaşık.
Kendime göre – ve arkadaşlarımın dediğine göre de – oldukça komik biriyim. Bu yüzden şehrin büyük bir kısmı eğlenceli ve komik şeylerle dolu olurdu. Kahkahalar, şakalar, unutulmaz anılar… Bilgisayar şehrin geniş bir alanını kaplardı elbette. Futbol sahaları, arkadaş buluşmalarının yapıldığı meydanlar da olurdu ancak sadece güzel anılar değil, hüzünlü olanlar da bu şehrin bir parçasıydı.
Mesela evcil hayvanımın öldüğü gün, telefonumun çalındığı zaman…Bunları hatırlamak hâlâ canımı sıkıyor.
Peki böyle bir şehirde yaşamak ister miydim?Düşündüm… Hayır.
Güzel ya da kötü, yaşadığımız anıları tekrar tekrar yaşamak bence sıkıcı olurdu. Anılar özel çünkü bir kere yaşandılar. Tekrarı aynı tadı vermez. Evet, bu da benim Anı Şehrimdi.Bence güzel. Bol nostalji dolu.
