Bir Kahramanlık Destanı:Çanakkale

Yıl 1915’ti.Bir sabah tüm halka savaşın çıkacağının haberini vermişti padişah.O gün büyük küçük demeden herkesi cepheye çağırdılar.Daha ortaokulu bitirmemiş minicik çocuklar, orta yaşlı insanlar,çocukları yeni doğan babalar ve daha birçok vatansever kişi cepheye doğru yola çıkmıştı.

Ben ise o zaman 20 yaşındaydım.Cepheye kadınları da çağırıyorlardı.Benim gibi birçok kadın hiç düşünmeden vatanları için cepheye gitmişler hatta bazıları evlatlarını, milleti için yalnız ve başıboş bir halde bırakmak zorunda kalmışlardı.Cephenin arkasına, elimizde bulunan sınırlı malzemelerden çadırlar kurmuştuk.Elimizdeki tıbbi malzemelerle yetinmeye çalışıyorduk.Aynı zamanda elimizdeki erzaklarla askerler için aşlar pişiriyorduk.Çadırlara, koca yürekli erlerimiz  yaralı askerleri taşıyordu.Bazen elimizde malzeme olmadığından askerlerin yaralarını bir kumaş parçasıyla sarıyorduk.Çok acı çekiyor olmalarına rağmen vatan uğruna can vermeye hazır askerler sesini bile çıkarmıyorlardı.

Ardı ardına yankılanan top patlamaları,kuklakları çınlatan tüfek sesleri dinmek bilmiyordu.Binlerce askerimiz şehit olmuştu.Düşman uçaklar ve gemilerden gelen sesler adeta beynimizde yankılanıyordu.Askerler, bitkin düşmüş olmalarına rağmen hiç yılmadan ve usanmadan toprakları için savaşıyordu.Ortalık kan gölüne dönmüştü hatta geceleyin askerler su bulma arayışına girip  buldukları ve su  sandıkları kan gölünden içiyorlardı.Cephaneler gün geçtikçe azalıyor ölen asker sayısı ise gün geçtikçe artıyorduçHer yer şehitlerimizin cesetleriyle kaplıydı.Birçok insan yakınlarını kaybetmişti.Gözlerimden yaşlar süzülüyordu.

Düşman gemileri karaya yaklaşıyordu.Tam bu sırada seyit onbaşı tam tamına 276 kiloluk mermiyi sırtında taşıyarak top arabasına taktı ve anında savaş gemileri vurularak batırıldı.O an coşku dolu sesler çıkararak birbirimize sarıldık.Çanakkale Savaşı’nın Baş Komutanı Ulu Önder Mustafa Kemal askerlerimize hem emir veriyor hem de savaşı gözetliyordu.Baş Komutanım Mustafa Kemal’in şöyle dediğini duyduk:” Askerler ben size taarruz emretmiyorum, ben size ölmeyi emrediyorum!”.Askerler korkusuzca savaşarak topraklarını hiç kimseye vermemekte kararlıydılar.Karaya çıkan düşman askerlerine karşılık Mustafa Kemal şöyle bir emir verdi:”Asker süngü tak!”.Bu emirle birlikte askerler tüfeklerinde bulunan süngüleri takarak kendilerini siper ettiler.Her yer kan reva içideydi.Cesetler her yerri kaplamıştı ki yere iğne atılsa düşmezdi bile…

18 Mart 1915’ti.Düşman askerleri geri çekiliyordu.Savaş bitmişti.Milletimin cesaretle savaşarak  topraklarımızı düşmanlara yedirtmemiştik.Başta Baş Komutan Mustafa Kemal olmak üzere bu vatan uğruna gözlerini bile kırpmadan canlarını vermek için hazır olan askerlerimiz, daha gencecik yaşta şehir olan evlatlarımız,savaşın arka planında çok büyük bir yardımımızın olduğu güçlü Türk kadınları sayesinde vatanımımızı kurtarmıştık.Herkes çok mutluydu.

Gururla milletime baktığım sırada mutluluk gözyaşları akmaya başlamıştı.Birlik ve beraberliğimizin sayesinde zafer bizimdi.Bu vatan ve bu topraklar uğruna şehit olan tüm askerlerimizi sevgi ve saygıyla andık.O gün bir tarih yazmıştık.Çanakkle’de basılan bu topraklar bir devrin battığı yerdi.!NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

(Visited 3 times, 1 visits today)