Gök gürültüsünü andıran top sesleriyle sarsılan toprak, üzerimize yağan mermiler… Çanakkale’de, tarihin en çetin savaşlarından birinin tam ortasındayız. Ben, Mehmet Anadolu’nun küçük bir köyünden geldim. Evde anam, babam, kardeşlerim bekliyor. Ama şimdi buurada, vatanımın geleceği için savaşmaktayım.
Gözlerimde barut dumanı, kulaklarımda top gürültüsü. Düşman siperleri tam karşımızda. Gökyüzü bile savaşın kasvetiyle kararmış gibi. Yanımda Ali var, çocukluk arkadaşım. Birlikte koyun güttüğümüz günler geliyor aklıma. Şimdi yan yana siperin içinde, aynı kaderi paylaşıyoruz.
Komutanın sesi yankılanıyor. “Hazır olun evlatlarım, vatan size minnettardır!” İçimde bir ürperti , korkuyor muyum? Belki… Ama daha çok azimle doluyum. Çünkü bu vatan, bu toprak, bizim. Gözlerimi kapattığımda, evimizin önündeki incir ağacını, annemin elleriyle yaptığı sıcak ekmeği, kardeşlerimin neşeyle koşuşturmasını hatırlıyorum. Tüm bunları korumak için buradayım.
Saldırı emri veriliyor. Siperden çıkıp ileri atılıyoruz. Ayaklarımızın altında ezilen taşlar, çamura bulanmış ayakkabılarımız, yanımızdan vızıldayarak geçen mermiler. Zaman duruyor sanki. Yanımda bir arkadaşım düşüyor. Kanı toprağa karışıyor. Ama durmak yok! Çanakkale geçilmez! Önümüzde yükselen dikenli telleri aşmak için birimiz eğilip diğerine yol açıyor. Hepimiz tek bir vücut gibiyiz.
Gözümü kırpmadan ilerliyorum. Mermim bitiyor ama elimde süngüm var. Düşmanla göz göze geliyoruz. O da benim gibi bir insan, belki onun da geride bekleyenleri var. Ama burası savaş meydanı, geri adım atmak yok! O anda içimde garip bir his beliriyor. Karşımda bir insan var, o da korkuyor, o da hayatta kalmak istiyor. Ama savaş acımasız.
Gün boyu süren çarpışmalar sonunda siperlerimize dönüyoruz. Ellerimiz titriyor, yorgunluktan yığılıp kalıyoruz. Yaralılarımız var, şehitlerimiz varr. Ama bir adım bile geri çekilmedik. Komutanımız yanımıza geliyor, gözleri yaşlı ama gururlu. “Evlatlarım bugün bir destan daha yazdınız.” diyor. O an anlıyorum ki biz burada sadece silahlarla değil, ruhumuzla da savaşıyoruz.
Gece olunca ortalık nispeten sessizleşiyor ama içimizdeki yangın sönmüyor. Açız, susuzuz ama en çok da yorgunuz. Gecenin karanlığında yıldızları izlerken düşündüğüm tek şey, bu savaşın bir gün sona ereceği. Ama biz burada olmaktan, vatanı savunmaktan asla pişman değiliz. Sabah yeniden cepheye çıkacağız. Belki birçoğumuz bir daha doğan güneşi göremeyeceğiz. Ama biz bu toprağa canımızı katarken, gelecek nesiller özgür yaşayacak.
Çanakkale’de yalnızca mermi değil, inanç ve cesaret çarpışıyor. Burada her asker bir destan yazıyor. Ve ben de bu destanın bir parçasıyım. Eğer şehit düşersem, vatan sağ olsun! Biz buradayız, biz varız ve sonsuza kadar bu toprakları koruyacağız! Bizim için zafer, sadece düşmanı yenmek değil, vatan uğruna korkusuzca savaşmaktır. Çanakkale’yi geçilmez yapan budur!
