Doyumsuzluk

Eski çağlardan beri insanlığın bilgiye olan açlığı hiç dinmedi. İnsanın kendi merakı yüzünden bilgiye olan açlığı daha da arttı. Bu bitmeyen açlık yüzünden bilginin insanı rahatsız edeceğini söylüyor bazıları.

İnsan yeni bilgiler elde etmeye yani öğrenmeye doğduğu anda başlar, ölene kadar devam eder. Öğrendiği şeylerin içeriği kişiden kişiye, yaştan yaşa değişir. Bazen hayatın bir kısmında işe yarayacak şeyler bazen de gereksiz şeyler olur öğrendikleri. İşte bu çok önemlidir. Beynimizi gereksiz bilgilerle doldurmak insanı mutsuz eder ama bu kişinin kendi tercihi olduğundan bilginin insanı mutsuz ettiğini söyleyemeyiz hemen.

Tarihte pek çok insan her şeyi bilmeye çalışmıştır. Bu çaba hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır ve sonuçlanacaktır çünkü insan öğrendikçe bilmediği daha fazla bilginin olduğunu görür. Bu başarısızlık ve farkındalık insanı mutsuz eder gerçekten de. Hayat hakkındaki bilgi birikimleriyle tanınan filozofların neşe saçan insanlar yerine somurtkan ve sürekli olumsuz düşünen insanlar olması kanıtıdır bu durumun.

Bilginin insanı mutsuz ettiğini destekleyen düşüncelerden biri de bilinmeyenin insanı mutlu edebildiğidir. Kuyruklu yıldızların Güneş’in etrafında dolanan kayalar olduğunu bilmeyen küçük çocukları, ne ve neden olduğunu bilmedikleri için mutlu eder kuyruklu yıldızlar. Ne zaman öleceğini bilmediği için hayattan keyif alabilir kişi veya yarın kendisini ne beklediğini bilmediğinden. Bunların hepsi bilginin insanı mutsuz ettiği düşüncesinin destekleyecisi olsa da insanı mutlu da eder bilgi.

Öğrendiğimiz bilgiler ne zaman öleceğimizi bilmek gibi önemli konularla ilgili olmak zorunda değildir. Örneğin insanın sevdiği birinin kendisi hakkındaki düşünceleri de bilgidir ve bu bilgi insanı keyiften havalara uçurabilir. Ayrıca bilgi insanın korkularını yenmesine imkan sağlar. Canavarlardan korkan çocukları bu korkudan kurtaran, gerçekte canavar olmadığı bilgisidir. Pek çok insanın favori aktivelerinden olan yüzmenin bizi mutlu etme nedeni, nasıl yüzüleceği bilgisine sahip olmamızdır. Bu bilginin insanı mutlu da ettiğinin kanıtlarındandır.

İnsan sosyal bir canlıdır ve diğer insanlarla iletişim kurmaya ihtiyaç duyar ve bundan zevk alır. Zaten iletişim dediğimiz insanlar arasındaki bilgi transferi değil midir? Bu da bilginin insanı her zaman mutsuz etmediğinin bir kanıtıdır. Tabii ki bilgi insanlığın gelişmesinde de büyük rol oynamıştır. Bizden önce gelenlerin sahip olduğu bilgi birikimi sayesinde hayatta kalır, devraldığımız bilgi birikiminin üstüne ekleyerek devrederiz.

Özetle bilgi değil, doyumsuzluk mutsuz eder insanı. Her şeyi öğrenmeye çalışmak insanın kendisini eskisinden bile daha cahil hissetmesiyle sonuçlanır çünkü. Ünlü filozof Sokrates’in “Bildiğim bir şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir” sözü bunun kanıtıdır. Oysa bilgi, doğru kullanırsak hayattan keyif almamızı ve başkalarına duygularımızı, düşüncelerimizi aktarmamızı sağlar. Yaşamaktan keyif almak için: kendimizi ve başkalarını sevmeyi, eğlenmeyi, ağlamayı, düşüncelere dalmayı… bilmek gerekir.

(Visited 72 times, 1 visits today)