Hiç Beklemediğim Bir Anda

Her sabah olduğu gibi yüzümü yıkadım, formalarımı giydim ve okula gitmek üzere yola çıktım. Aslında günlerim çok bir eğlenceli değildi; günlerim hep sıradan geçiyor ve hiçbir farklılık olmuyordu. Ama eski bana sorarsanız, günlerimin hepsi ayrı bir eğlenceli geçerdi. Ve sabah okula yalnız yürümezdim.

Bu farklılığımı oturup uzun uzun düşünüyordum ve hep aynı sonuca ulaşıyordu:En iyi arkadaşım Eliz’in taşınması. Onun taşındığı günden beri çok sıkılıyorum. Eskiden olsa her şeyi beraber yapar ve eğlenirdik. Eliz de aynı durumdaydı. Fakat babasının işi bunu gerektiriyordu. Tabii başka arkadaşlarım da vardı fakat Eliz’in yeri dolmuyordu işte. Tam olarak yerini dolduracak birini aramıyordum fakat öyle olsa bile hep eski günlerdeki gibi gülmekten karnımızın ağrıdığı günleri istiyordum.

Bir hafta sonuydu, parka gitmiştim. Eliz ile eskiden sürekli gittiğimiz parka… Eliz’i görüntülü aradım fakat Eliz kamerayı gökyüzüne tutuyordu ve nerede olduğunu göremiyordum. Bir an parka onun da geldiğini ve bana sürpriz yapmak istediğini düşündüm. Umudum yeniden yeşeriyordu. Fakat “Neredesin?” diye sorduğumda “Bahçeye çıktım” dedi. O an büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Salıncakta sallanıyordum, biraz gözüm dolmuştu.Ki birden beni biri sallamaya başladı, annem geldi herhalde diye düşündüm. Ama arkamı döndüğümde bir de kimi göreyim! Eliz tam arkamdaydı. Önce rüya zannedip kendimi dürttüm. Fakat gerçekti; gerçek olamayacak kadar güzel bir gerçekti. İkimiz de kendimizi tutamayıp mutluluktan ağladık.

O gün her şeyi anlattı. Babasının görevde süresi dolmuş ve geri dönmüşler. Arayınca da nerede olduğumu öğrenmiş. O gün geçirdiğim en mutlu gün bile olabilirdi. Eliz bizde kaldı, annelerimiz ve babalarımız da kahve içip hasret giderdi. O gün, hiç beklenmedik şeylerden bile umudumuzu kesmememiz gerektiğini öğrendim.

(Visited 2 times, 1 visits today)