Korona-virüs salgını sonucunda birçok sosyal etkinlik çevrimiçi uygulamalara taşındı. Bunlardan biriyse alışveriş. İnsanların eskiden herhangi bir ihtiyaçları olduğunda marketlere uğramaları ve gerekenleri alıp yollarına devam ettikleri görünürken şu an milyonlarca kişi sırf iki elma ve bir çikolata almak için telefonunu kullanıyor. Bu durumsa internetten alışverişin gerçekten faydalı olup olmadığını bize sorgulatıyor.
Günümüzde insanların büyük çoğunluğu kıyafet, gıda ve züccaciye gibi gereksinimlerini internetten sipariş veriyor. Bu şekilde hem ürünün ucuzunu sadece aratarak buluyor hem de potansiyel trafik veya dış etkenlerden etkilenmemiş oluyor. Ürün kapılarına kadar getirilip teslim ediliyor ve bu şekilde işlem tamamlanmış oluyor. Her ne kadar kargo süreleri bazen bir haftayı bulabilse de bazı üyeliklerle bunu iki güne indirmek mümkün oluyor. Bu sayede üretici servetine servet katarken üyelik sahibi kullanıcı da zamandan tasarruf etmenin yanı sıra özel indirimlerden yararlanabilme şansıyla keyifli bir deneyim yaşıyor. Bu deneyimi mümkün kılan Trendyol, Amazon gibi şirketlerse olabildiğince kendilerini geliştirip daha çok müşteri çekmeye çalışıyorlar.
Bu süreçte herkesin mutlu olduğu görülse de insanların bu tür yenilikler sonucu tembelleştiği inkar edilemeyen bir gerçek. Her şeyin oturduğumuz yerden ayağımıza gelmesi sosyal yaşantımızı kısıtlamakla beraber bizi siber saldırılara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Kredi kartlarının sanal ortama girilmesi sonucu o bilgiler siteye kaydediliyor ve herhangi bir saldırıya karşı kart açık bir hedef haline geliyor. Ayrıca dolandırıcılık ihtimali de bir hayli artıyor çünkü karşınızdaki kişiyi ve daha önemlisi ürünü görememek size ne gönderildiğini bilememenize sebep oluyor. Yakın zamanda Amazon adlı sitede bir satıcının vazo ticareti yaptığı bir kullanıcı tarafından belirtilmiş. Garip olan kısımsa sipariş veren müşteriye vazo yerine onun fotoğrafının gelmesi. Tam olarak bu yüzden sahtekarlar bu sitelere kendi mağazalarını açıyor ve sonrasında yaşananlar malum. Ek olarak bu teknolojilerin yeni nesile de etkisi gayet olumsuz oluyor zira çocuklar yaşamın zorluklarını ve gerçeklerini göremiyor. Küçükken sahip oldukları psikoloji dolayısıyla tek tıkla her istediklerinin kapılarına kadar getirilmesi onları böyle mantıksız bir algıya sürükleyebiliyor. Ne demiş Einstein: “Korkarım ki bir gün teknoloji, insan etkileşiminin önüne geçecek ve aptal bir nesi ortaya çıkacak.” Durumun ancak dengenin kurulması sonucu kabul edilebilir bir hal alabileceğini düşünüyorum.
Sonuç olarak internetten alışveriş insanlığın en büyük ve en kapsamlı buluşlarından olabilir fakat düzgün kullanılmadığı ve bağımlısı olunduğu sürece size zarar verebilecek en tehlikeli canavar da olabilir. Bundan ötürü her şeyin bir sınırı olduğunu unutmamalıyız ve teknolojiyi dikkatlice kullanarak kendimizi korumalıyız.
